Responsive Banner design

Bubinga Ağacı Nedir ve Nerelerde Yetişir?

Bubinga Ağacı Nedir ve Nerelerde Yetişir?
 
•    Bubinga ağacı dünyada sadece batı ve  orta Afrika'da, özellikle Gobon, Fildişi sahillerinde  ve Kamerunda yetişmektedir.
    
•    Bubinga ağacının boyu 300-400 metreye kadar uzayabilmektedir.
   
•    Bubinga ağacı  dünyanın en sert ağaçlarından birisidir.
    
•    Bubinga ağacının tatlı pembeden kızıla kaçan bir rengi vardır.
   
•    Bubinga ağacının kerestesi; müzik aletleri, süs eşyaları, gemicilikte, mobilya yapımında ve nadir de olsa parke sektöründe kullanılır.
   
•    Bubinga ağacı renginden dolayı Gül ağacı' na benzediğinden ülkemizde genellikle Gül ağacı olarak adlandırılmaktadır.


Urmu dutunun faydaları

Urmu dutunun faydaları

Ülkemizde Kahramanmaraş'ın yüksek yaylarında yetişen Urmu dutu doğal antibiyotik olarak bilinir.
 
Urmu dutu ile yapılan şerbet yaz aylarında serinleticidir hem de sıcak havanın verdiği olumsuz ruh halinden kurtarıcıdır.

Urmu dutu ile yapılan reçel ve pekmez ise kış mevsiminin getirdiği hastalıklara karşı koruyucudur.

Urmu dutu ağız yaralarına, öksürüğe, bronşite, karaciğere, bademciğe, astım hastalığına ve şeker hastalığına faydalıdır.  

Urmu dut pekmezi bir beze sürülüp boğaza sarıldığında  boğaz şişkinliğini giderir. 

Bir kaşık urmu dut pekmezi yutulursa, boğazdaki tahriş olan bölgeler hızla iyileşir.

Urmu dutu % 90 kan yapma özelliğine sahiptir.

Karadutun faydaları

Karadut Şurubu ve Faydaları  

Etiketler: Urmu dutu, Urmu dutunun faydaları, Urmu dutu suyu

Gece görüş kabiliyetini artırmak için Mavi yemiş tüketin

Gece görüş kabiliyetini artırmak için Mavi yemiş olarak bilinen yaban mersini tüketin.

Daha önceki yazılarımızda faydalarını anlattığımız Mavi yemiş olarak da bilinen Yaban mersini- Bilberry Exract'ın faydalarına bir yenisi daha eklendi.


Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz, mavi yemişin en özel yönünün bu meyveyi tüketen kişilerin gece görüş kabiliyetini artırması olduğunu belirtti. 

Bu sebeple gece araç kullanacak kişilerin seyahat öncesi yaban mersini (Mavi yemiş) tüketmelerini tavsiye etti...


Halk arasında "yaban mersini" olarak da bilinen mavi yemiş  pek çok hastalığa iyi gelmektedir.

Mavi yemişin yapraklarından çorba da yapılabilmektedir. Mavi yemiş ile yapılan çorbaların özellikle gribal enfeksiyonlara karşı koruyucu ve tedavi edici özelliği vardır. Mavi yemişin kış aylarında tüketilmesi mutlaka tavsiye edilir. 

Mavi yemişin hem yapraklarında hem de meyvesinde C vitamini oranı oldukça yüksektir. Yaban mersini insan vücuduna oldukça yarar sağlamaktadır.  Yaban mersini Kanser yapıcı bileşiklerin vücuttan atılmasını sağlayan bir meyve olarak da bilinmektedir. 

İshale karşı oldukça yararlıdır. Mavi yemişin aynı zamanda mikrop öldürücü özelliği de bulunmaktadır. Kanı temizler, bağırsak metabolizmasını da düzenler. Mavi yemiş şeker hastaları için de birebir faydalı ve tavsiye edebileceğimiz bir meyvedir, aynı zamanda bu ürünün kalp krizi önleyici özelliği de bilinmektedir. Çünkü Mavi yemiş kan şekerini, kolesterolü düşürmektedir

Mavi yemiş özellikle sürücüler için çok çok yararlıdır. Mavi yemiş tüketildiğinde oldukça kaliteli bir görüş sağlanabiliyor. Her öğünde olmasa bile haftada bir kaç defa Mavi yemiş tüketmekte yarar var. 

Sürücülerimizin seyahate çıkmadan önce bu üründen mutlaka tüketmelerini tavsiye ediyoruz. Seyahatin oldukça fazla yapıldığı yaz ayındayız ve önümüzde de bir bayram var. İnsanlar ailelerinin yanlarına ya da tatile gitmek için yollara çıkacak. Sürücülere tavsiyemiz, mavi yemişi seyahatlerden önce tüketsinler."


Gaz giderici bitki çayı - Ender Saraç

Gaz giderici bitki çayı 

Doktor Ender Saraç Kanaltürk Tv'de yayınlanan Ender Saraç'la Sağlıklı günler programında aşırı gaz sorunu yaşan kişiler için  kolay hazırlanabilen bitki çayı tarifi verdi.

 

Gaz giderici bitki çayı tarifi 
Malzemeler:
* 1/2 tatlı kaşığı yeşil çay
* 1/2 tatlı kaşığı anason 
* 2 adet parmak ucu kadar zencefil
* 1/2 tatlı kaşığı rezene tohumu 
* 1 adet avokado yaprağı 
* 1 çay kaşığı kekik

Hazırlanışı ve Kullanımı:
Malzemelerin tamamını kaynar suya koyarak 5 dakika demlendirin. Ardından süzün ve içine şeker ya da tatlandırıcı ilave etmeden, 1 ince dilim limon koyarak günde 2 veya 3 fincan için.


Hazımsızlık ve gaz giderici bitki çayı tarifi

Bağırsak gazı için şifalı bitkiler

 



Kinoa ve Kinoanın faydaları

Kinoa ve Kinoanın faydaları
Kinoa,  Chenopodioideae alt familyasından bitkidir. Tahıllara benzer yönleri olmasına rağmen Buğdaygillerden değildir, ıspanak ve pancar gibi bitkilere daha yakındır.
 
Tahıllara oranla Kinoa'nın besin değeri oldukça iyidir. Lizin gibi temel amino asitler ve bol miktarda kalsiyum, demir ve fosfor içerir.100 gram kinoa 372 kalori, 5,8 gram yağ, 69 gram karbonhidrat, 6 gram lif içerir.


Hasattan sonra tohumların saponin içerdiği için tadı acı olan kabuklarından ayrılması gerekir. Kinoa genellikle pirinç ile aynı şekilde pişirilir ve çok çeşitli yemeklerde kullanılır. Kinoa yaprakları, ıspanak gibi bir yapraklı sebze olarak da tüketilebilir.
 
Kinoa Nasıl Pişirilir?
 
Kinoadan; pilav, salata, kahvaltılık, hatta un haline getirirseniz tatlı bile yapabilirsiniz.  Pişirmeden önce kinoayı birkaç saat suda bekletmek içindeki enzimleri harekete geçirir. Kinoa, 15 dakika gibi kısa bir sürede pişer. Eğer suda bekletmek için vaktiniz yoksa pişirmeden önce bolca yıkamalısınız. Her koşulda pişme süresi 15 dakikayı geçmiyor. Kinoa pirinç ve bulgurun kullanıldığı her yerde kullanılabilir.
 
Kinoa bulgur kıvamında bir tahıl olduğu için Türk damak tadına çok uygun. Baskın bir tadı ya da kokusu yok. Kendine özgün bir aroması var. Haşlandıktan sonra salatalara eklenerek soğuk da yenilebiliyor. Aynı zamanda sebze, et, balık, tavuk gibi yemeklere hoş bir tat veriyor.
 
Kinoa pilavdan salataya kadar birçok yemeğe yakışıyor. Çorbaların içerisine konulabiliyor. Kavurup iri iri dövüldüğünde müslilere katılabiliyor. Un haline getirilirse, kurabiye, kek, hamur işlerinde, ekmek yapımında kullanılabiliyor. 

Garnitür olarak ise yemeklere lezzet veriyor. Taze soğan, nar ekşisi, maydanoz, domates ile kısır gibi yapılırsa çok lezzetli oluyor. Kuskus gibi pişirilip hafif sade yağ ile döndürülüp pembeleşene kadar çevirilirse de yemek gibi yenilebiliyor.
 
Kinoanın Besin değeri
 
100 gram kinoada 372 kalori var. 5.80 gram yağ, 69 gram karbonhidrat, 6 gram lif içeriyor. Bu nedenle de yağ bakımından fakir. A, B, C, D ve K gibi neredeyse tüm vitaminleri içeren kinoada kolesterol yok. 100 gram kinoanın bazı türlerinin yüzde 20’si protein.


- Eğer filizlendirirseniz besin değeri daha da artıyor. Filizlendirilmiş quinoa’nın protein gücü etinkinden yüksek.
 
- Proteinden zengin, yağdan fakir, kolesterol yok.
 
- A , B, C , D,E, K vitaminleri içeriyor.
- Güçlü bir demir kaynağı; kansızlığa birebir.
- Kalsiyumdan zengin; kemik ve dişleri güçlendiriyor.
- Tüm zorunlu aminoasitleri içeriyor.
- Lifi bol; kabızlığa iyi geliyor.


- İçerdiği bitkisl kimyasalların meme kanserine karşı koruyucu olduğu düşünülüyor.
- 100 gramında 372 kalori var.
 
Kinoayı kimler tüketiyor?
 
Kinoa zengin protein kaynağı olduğu için vegan beslenenler için ideal. Yüksek demir içerdiği için de demir eksikliği nedeniyle kansızlık problemi yaşayanlar kinoayı sıklıkla tüketebiliyor. Kinoa kabızlık çekenlere de tavsiye ediliyor. Peru ve Bolivya’dan ithal edilen kinoa Avrupa ve Amerika’da birkaç yıldır büyük ilgi görüyor.Yurt dışında marketlerden sağlıklı ürün satan mağazalara kadar her yerde bulunabiliyor. Yurt dışına gidenlerin keşfettiği kinoanın Türkiye’de henüz kullanımı yaygın değil ama faydalarına bakılırsa yakında her yerde bulunabilecek gibi görünüyor...
 
Tam tahıllarda genelde hayvanlarda bulunan amino asitler yok ya da yok denecek kadar azdır. Kinoa ise adeta hayvansal gıda kaynakları kadar değerli tek tahıl. Süt, yoğurt, tavuk, et gibi hayvansal ürünlerde bulunan amino asitler, ayrıca ete yakın hatta filizlendirilmişse etten bile daha kıymetli protein emilim gücü var.
 
Buğdaydan iki misli, pirinçten de çok daha fazla tahıl içeriyor. Susam ailesinden gelen kinoa aynı zamanda bir magnezyum kaynağı. Modern çağda rafine yağlar tüketiyoruz. Bu nedenle sık sık magnezyum eksikliğiyle karşılaşıyoruz. Birçok kişi adet sancıları, ödem, şişlik, yüksek tansiyon problemi yaşıyor. Kinoa tüm bunlara birebir. Magnezyum deposu olduğu için birçok hastalığın da önüne kinoa ile geçilebiliyor.

Kinoa Yaşlanmayı geciktiriyor
 
Kinoanın en önemli özelliği süper oksit dismutaz enzimi içermesi. Bu enzim yaşlanmayı geciktiriyor, cildi yıpranmaya karşı koruyor. Doku yenilenmesini sağlarken, serbest radikallerin verdiği zarardan modern yaşamın hücreleri hırpalamasına kadar koruyor.
 
Böylece çağın veremi denilen kanser hastalığını da önlemiş oluyor. Kinoa içeriğindeki lignin hormonunun sebep olduğu kanser türlerine karşı da koruyor. Meme kanserini önleyici özelliğe sahip; kalbi de kuvvetlendiriyor. Kuersetin adlı madde de kinoayı vazgeçilmez kılıyor.
 
Kuersetin anti oksidan olmasının yanısıra, bahar alerjilerine karşı da iyi bir destek. Gluten tahıllarda bulunan ve un yoğurulduğunda hamura yapışkan formu veren proteindir. Bu sayede hamur maya tutar. Çölyak hastaları glutene karşı alerjiktir. Unlu mamüller tükettiklerinde sorunlar yaşayabilirler.
 
Kinoa gluten içermediği için alerjisi olanların protein ve karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılıyor.
Kinoa, elzem amino asitleri içeren harika bir protein kaynağıdır. Yüksek demir içeriği nedeni ile vegan yaşayanlara, kansızlık problemi olanlara ve kabızlık problemiyle karşılaşanlara önerdiğim bir besin.

 
Son üç yıldır Amerika'da büyük rağbet gören ve sağlık mağazalarında tonlarca satılan kinoa; Peru ve Bolivya gibi ülkelerden ABD'ye bol miktarda ithal ediliyor. 

* Özellikle veganlar günde bir öğün, kinoayla yapılmış pilav, kısır veya dolmayı tercih edebilirler. Zayıflamak için de pişmişi yenebilir.
 
* Günlük kalsiyum ihtiyacını karşılamak amacıyla salataların içine eklenerek tüketilebilir. İçindeki kalsiyum ise bir bardak sütteki kalsiyumdan daha fazla.
 
* Kinoa,  pirinç, un, mercimek gibi temel gıdalarınızın arasında mutfağınızda yerini almalı


* Kinoanın çok baskın bir tadı ve kokusu olmadığından çeşitli tariflerde kullanmanız mümkün.
Hiç şeker ve un kullanmadan yulaf ve kinoa ile harika kurabiyeler yapabilirsiniz.


* Kinoa, Et kadar proteinli, ayrıca vücutta sütten daha iyi kullanılabilen yüksek miktarda kalsiyuma sahip.


* Üstelik kolestrol içermediği, az yağlı ve sindirimi kolay olduğu için bebekler ve çocuklar için de çok besleyici bir tahıldır.

Dulavrat otu faydaları

Dulavrat Otunun Faydaları
 
Dulavrat otu havuca benzeyen bir sebzedir. Dulavrat otu Amerika, Avrupa,ve Çin tıbbında, kanserin bitkiler ile tedavi edilmesinde sıkça kullanılıyor.  

Dulavrat otu  Japonya'da 'gobo' olarak bilinir. Dulavrat otunun iç tabakası hava ile temas ettiği zaman okside olabilir.

Dulavrat otu içeriğinde %69 oranında inulin (fermente edilen bitkisel lif) bulunmaktadır. Son zamanlarda yapılan araştırmalar; inülin gibi sindirilemeyen maddelerin, bağırsak florası ve kolon mukozası üstünde yararlı etkiler olduğunu göstermiştir. 

Bazı araştırmalara göre de; pekçok sebzenin içinde de bulunan inülin, yağ asitlerinin üretimini artırıp kansere karşı da korumaktadır. Bunun yanısıra dulavrat otunun etkinliğini ortaya koyan hiçbir klinik çalışma bulunmuyor! 

Buna rağmen araştırmacılar, bitkinin kolon kanserini yok etmek için umut verici bir etkisi olduğu yönünde aynı kanıdalar... 

Bu arada bitki uzmanları dulavrat otunu şeker hastalığı tedavisi için tavsiye etseler de, fareler üstünde yapılan bazı araştırmalar, dulavrat otunun diyabetik durumu daha da kötüleştirdiğini göstermektedir. 

Bu sebeple, Almanya Sağlık Bakanlığı'nın bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E Komisyonu; dulavrat otunun tıbbi kullanımı belgelenmemiş olduğu için makalelerinde bu bitkinin faydalı etkilerine yer vermemiştir. 



DULAVRAT OTU SEDEF HASTALIĞINA VE SİVİLCEYE İYİ GELİR!

Dulavrat otunda; inülinin dışında, östrojen hormonu içeren lignanlar, sülfür içeren bileşikler ve polifenoller de bulunmaktadır. Dulavratotu, harici olarak sedef, akne ve diğer cilt hastalıklarında da büyük yarar sağlamaktadır. 

Yüzyıllar önce Çinliler, bu bitkinin kökünü başka bitkilerle karıştırarak; kızamık, bademcik iltihabı ve grip gibi hastalıkların tedavisinde kullanmışlardır. 



DULAVRAT OTU KANI TEMİZLER 

Meksika Kızılderilileri bu bitkiyi doğum sırasında kadına verilen toniklere katmıştır. Avrupalı bitki uzmanları ise kanın temizlenmesinde etkili olan dulavratotunu, 17'nci yüzyılda zührevi hastalıklarda kullanmışlardır.



MUTASYONU ÖNLEYİCİ ETKİSİ VAR


Dulavrat otunun faydaları ile ilgili yapılan araştırmalar, bu bitkinin kanserin mutasyon yapmasını önlediğini de göz önüne seriyor. Ayrıca bu yararlı bitkinin kökünün, iltihap önleyici ve serbest radikalleri yok edici etkisi de bulunuyor. 

Dulavrat otu ayrıca cilt derisinin elastikiyetini korumasını sağlıyor, botoks etkisi yaparak cildi güzelleştiriyor, selülitleri yok ediyor. 



TOKLUK HİSSİ VERİR SİNDİRİMİ DÜZENLER 

Dulavrat otunun içinde bulunan inülin; kolondaki faydalı bifidobakterilerinin gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Yapılan araştırmalar; özellikle Batı ülkelerinde inülin gibi nişasta içermeyen polisakkaritlerin tüketiminin son 20 yıl içinde düştüğünü, dolayısıyla kolon kanseri ve kalp-damar hastalıklarında artış olduğunu gösteriyor. Ayrıca inülinin tokluk hissinde ve sindirim sisteminin düzenlenmesi üzerinde de faydalı etkileri vardır. 



YÜKSEK SU TUTMA KAPASİTESİ 

Bu madde; dışkı miktarını, yüksek su tutma kapasitesi sayesinde yaklaşık yüzde 57 oranında artırmaktadır. Amerika'da yetişkinlerin günlük ortalama inülin tüketimi 1-4 gram olarak hesaplanmıştır. Bu miktar çoğunlukla buğday, soğan, muz, sarımsak ve pırasadan alınmaktadır.

Dulavrat Otu'nun diğer faydaları
 
Romatizma ve nikris ağrılarını giderir. 
Mide iltihabına faydalıdır. 
İdrar söktürür. 
Deri hastalıklarına karşı faydalıdır. 
Terleticidir. 
Saç çıkmasını hızlandırır ve kepeği azaltır. 
Hafif müshil etkisi vardır

Bedeni güçlendirici bir toniktir. 
Gut hastalığına karşı olumlu etkisi görülür.
 
Sindirim ve safra salgılarını artırarak sindirimi kolaylaştırır, iştahı açar.

Kullanım Şekli: 1 tatlı kaşığı kurumuş kökü 1 bardak suya katılır.Su kaynayıncaya kadar beklenir, daha sonra ateş kısılır, ısıtma 10-15 dakika daha sürdürülerek hazırlanan çaydan  günde üç kez birer bardak içilir.

Dulavrat otu yaprağının faydaları
 
Yağlı ve akneli ciltlere iyi gelir.
 
Saçlardaki kepeği keser.
 
Derideki yara ve ülserlerin iyileşmesini hızlandırır.
 
Egzama ve sedef hastalıklarına karşı iyileştirici etkiler yapar.
 
Kullanım Şekli : Dulavrat otunun yaprakları ile yara lapası hazırlanır. Şikayet edilen yerlere lapa dıştan uygulanır. Ancak sedef hastalığı ve egzamada tedaviye iyileşme belirtileri görülene değin, uzun süre devam edilmelidir.
 
Sayılan bu etkileri sağlamak üzere sonbaharda toprağı kazılıp çıkarılan Dulavrat otunun kökü temizlenir. Dilimlendikten sonra özenle kurutulur, 1 tatlı kaşığı kurumuş kökü 1 su bardağı suda kaynama noktasına getirildikten sonra ateş kısılır, ısıtma 10-15 dakika daha sürdürülerek hazırlanan dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir.
 
Dulavrat otu ayrıca cilt problemlerinin tedavisinde de etkilidir. Yağlı ve sivilceli ciltlere iyi gelir. Saçlardaki kepeği giderir. ciltteki yara ve ülserlerin iyileşmesini hızlandırır. Egzama ve sedef hastalıklarına karşı iyileştirici etkiler yapar.
 
Bu tür cilt problemlerine karşı olumlu etkilerini sağlamak için bitkinin yaprakları ile yara lapası hazırlanır. Problemli yerlere lapa dıştan uygulanır. Ancak sedef hastalığı ve egzamada tedaviye iyileşme belirtileri görülene kadar, uzun müddet devam edilmelidir. 

Dulavratotu romatizma ağrılarına karşı da etkilidir. Bu olumlu etkiyi sağlamak için, Dulavratotunun körpe ve iri yapraklarının tüylü alt tarafı ağrılı yere konulduktan sonra bezle sarılarak, gece boyu kaymadan orada kalması temin edilir. Bu uygulama o günkü ağrıların geçirilmesinde etkili olur. Kalıcı tedavi için yukarıda hazırlanan yara lapası bir tülbentin içine yayılarak romatizma ağrılı yere sarılmalı, tedaviye uzun süre devam edilmelidir

Binlerce yıldır dulavrat otu kökü ve yaprakları; romatizma, gut (damla) ve psoriasis gibi cilt bozukluklarını tedavi etmek için kullanılmıştır. Bitki,geleneksel iyileştiriciler tarafından, diğer bitkilerle birlikte Kansertedavisinde de kullanılıyor.
 
Mükemmel bir sindirim yardımcısı ve karaciğer toniği olarak düşünülen dulavrat otunun yaprakları ve kökü, karaciğer safra üretimini teşvik eder. Safra yağlarının parçalanması için de gerekli olan dulavrat otundaki bileşimlerin, anti-bakteriyel ve anti-mantar özelliklere sahip olduğu belirtiliyor.


Dulavrat Otu Yağı ve faydaları
 
İki avuç dolusu dulavrat otu kökü, ince ince kıyıldıktan sonra bir kavanoza konulur. Üstüne sızma zeytinyağı dökülerek kavanozun ağzı sıkıca kapatılır, Bu şekilde güneşte 6 hafta bekletilir.

Bu süre sonunda karışım, kaynar suda pişirildikten sonra tülbentten geçirilip sıkılarak dulavrat otu yağı elde edilir.

Dulavrat Otu Yağı saç diplerine masaj yapılarak sürülürse saçlar gürleşir. Yağ yanıklarında kullanılması halinde yanıklara bir pamuk ile dikkatli şekilde ve yarayı zedelemeden sürmek gerekmektedir.

Felç riskini azaltmak için domates yiyin

Felç riskini azaltmak için domates yiyin

Finlandiyalı bilim adamları 12 yıl süren araştırmalarının neticesinde domatesin felç riskini azalttığını tespit ettiler. 

Erkeklerde kalp-damar hastalıklarının incelenmesi için 1031 erkek üstünde yapılan araştırma domatesin felç riskini azalltığını gösterdi.


Araştırmaya katılan erkeklerden araştırmanın başında ve 7 yıl sonra kanları alındı ve bu kanlar karşılaştırıldı. Denekler 12 sene süre ile takip edildiler. Araştırma  sonuçları likopen seviyeleri yüksek olan erkeklerde felç riskinin %55 daha az olduğunu ortaya koydu.

Likopen en çok  domateste mevcut. Bunun dışında likopen bakımından zengin olan yiyecekler arasında papaya, greyfurt, karpuz ve mango'yu sayabiliriz.

Cinnema otunun faydaları - Gurmar - Gymnema

Cinnema otunun faydaları

Gurmar (Gymnema sylvestre) orta ve güney Hindistan’ da tropik ormanlarda yetişen bir orman sarmaşığıdır.

Cinnema otunun yaprakları çiğnendiği zaman ağızda belirli bir süre için şeker tadının alınmasını önler. Zaten bu nedenle bitkinin Hintçe ismi
GurmarŞeker Yok Edici” anlamına gelir.


Cinnema otunun faydaları

Cinnema başta sedef hastalığı, romatizma ve böbrek rahatsızlıklarına karşı ve de idrar artırıcı olarak kullanılabileceği beyan edilmiştir.

Halk arasında sedef hastalığı, egzama, böbrek ve mesane rahatsızlıkları, cerahatli ve iltihaplı yaralar, siğil, çıban, eklem romatizması, nikris,nörodermatoz hastalıklarına karşı, ve kan temizleyici olarak kullanılmaktadır.

Etiketler: Cinnema otunun faydaları, Gurmar otunun faydaları, Gymnema otunun faydaları


Barut ağacı kabuğunun faydaları

Barut ağacı kabuğunun faydaları

* İdrar söktürücüdür
* kabızlığa karşı etkilidir.
* Spazm çözücüdür.
* Sarılık, siroz gibi karaciğer hastalıklarında faydalıdır.

* Dolaşım bozukluğuna karşı faydalıdır
* gut hastalığına iyi gelir.
* hemoroit şikayetlerine karşı da etkilidir.

Barut Ağacı Kabuğu Nasıl Kullanılır?

Barut ağacının kabukları küçük parçalar halinde suda kaynatılarak çayı yapılıp içilir.

Bu çay yaraların iyileşmesinin hızlandırılması için haricen yaralara pansuman yapılarak da kullanılabilir.

Taze kabuklar kusturucu etki gösterir. Bu nedenle, eğer kusturucu etkisinden faydalanılmak isteniyorsa taze kabuklar kullanılır.

Kabak çekirdeğinin faydaları

Kabak çekirdeğinin faydaları

* Kabak çekirdeği kelimenin tam anlamı ile cebinizdeki doktor...

* Kalın bağırsak kanseri riskini azaltıyor. Ayrıca içerdiği E vitamini ile hücre zarının bozulmasını önlüyor...

* Kabak çekirdeği ciddi bir bağırsak kurdu düşürücüdür...


* Kabak çekirdeğinin iyi huylu prostat büyümesini önlediği tıbben kanıtlanmış ve kabul görmüş durumda...

* İdrar yolları bozukluklarına da faydalı...

* E vitamini geç yaşlanmamızı ve yaşlılığımızı genç gibi geçirmemizi sağlıyor...

* Kabızlık sorununu ortadan kaldırıyor...

* Su tutup şişerek tokluk hissi veriyor. Bu sayede hem bağırsaklar normal çalışıp sıkıntı yaratmıyor hem de diyet yapmış oluyorsunuz

* Kabak çekirdeği mineraller, esansiyel yağlar ve proteinler bakımından zengin...

* Ayrıca içinde kemikler ve iştah için önemli bir madde çinko var...

* Bir bardak kabak çekirdeği günlük çinko, demir ve E vitamini ihtiyacımızın tamamını, yarım bardak kabak çekirdeği ise günlük magnezyum ihtiyacımızın tamamını karşılıyor...

* Omega 3 ve omega 6 içeriği beyin fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı oluyor...

* Zihinsel gelişimi olumlu yönde etkiliyor...

* Arjinin adlı amino asit sayesinde nitrit oksik oluşumu ile damarların esnemesi ile ereksiyon ve kalp problemlerinde kullanılma potansiyeli yüksek olduğundan bu alanla ilaç yapım çalışmaları sürüyor...

* Fosfor içeriyor. Fosfor kemik oluşumuna yardımcı oluyor, böbrek fonksiyonlarını düzenliyor...

* Sağlıklı kemikler kemik kanseri riskinin azalması anlamına geliyor. Özellikle erkeklerde belirli bir yaştan sonra ortaya çıkan kemik erimesini önlüyor yahut azaltıyor...

* Doymamış yağ oranı yüksek olduğundan kandaki trigliseridi düşürüyor yani kolesterol sıkıntısının çözülmesine yardımcı oluyor.

* Yine bu mantıkla ve phystosterin maddesinin de yardımı ile damar kanserine iyi geliyor...

Güzellik için ısırgan otu

Güzellik için ısırgan otu

Isırgan otunun sağlık içine önemli etkileri vardır. Ancak güzelliğiniz için ısırgan otu kürlerinden faydalanabileceğinizi biliyor musunuz?

Isırgan otu A, B ve C grubu vitaminleri ve provitamin açısından oldukça zengin bir bitkidir.

İçeriğinde bulunan klorofil, vitaminler ve demir nedeni ile, yiyecek ya da içecek olarak kansızlığa karşı kullanılan
ısırgan otunun, aşırı üşütmelerde solunum yollarını açıcı etkisi vardır.

Uzmanlar, aynı zamanda kan şekerini de düşüren
ısırgan otunun taze yapraklarının 14 gün süre ile yenilmesi halinde zayıflamaya yardımcı olduğunu belirtiyorlar. Tabii ki her bitki gibi doktora danışmadan tüketilmemelidir.

Cilt bakımı ve deri temizliği için de kullanılan ısırgan otu, kökleri kaynatılarak içildiğinde, saç dökülmesini, saçın kepeklenmesini ve yağlanmasını önler.

Bir çay kaşığı kurutulmuş ısırgan yaprağının üzerine bir su bardağı kaynar su konulduktan sonra karıştırılarak çay olarak içebilirsiniz.

Saçlara olan faydası için:

- 4-5 avuç dolusu taze veya kurumuş ısırgan otunu 5 litre soğuk suya koyduktan sonra yavaş ateşte kaynama noktasına kadar ısıtın. 5 dakika demlendirdikten sonra, suyla saçlarınızı yıkayın.

Ceviz kolesterolü düşürür mü?

Ceviz kolesterolü düşürür mü?


Ceviz güçlü bir Omega-3 kaynağıdır. Ceviz iyi kolesterolünüzü yükseltir, toplam kolesterolünüzü de önemli ölçüde azaltabilir.

Eğer kilo konusunda bir probleminiz yoksa –yani alacağınız kalorileri hesaplamanız gerekmiyorsa-

günde 7-8 adet ceviz tüketmeniz kolesterol probleminizi kontrol altına almanıza yardımcı olabilir.

Bir cevizde ortalama 25 kalori vardır, 8 ceviz ortalama 200 ek kalori kazandırır. Kilo konusunda probleminiz olsa da günde 8 cevizi tüketebilirsiniz ama 200 kaloriyi başka yiyeceklerden kısmak veya 200 kalori harcayacak bir egzersizi yapmanız koşulu ile!

Cevizin homesisteini azaltan, folik asit ve B vitaminlerinden de zengin olduğunu bir kenara not etmeniz de fayda var.


Zencefil nasıl kullanılmalı?

Zencefil nasıl kullanılmalı?

Zencefilin faydaları saymakla bitmez. Zencefil özellikle sindirim sistemi sağlığı için mükemmel bir doğal destektir.

Zencefilde, “zingibain” adı verilen bir madde bulunur. zingibain maddesi Papaya’da bulunan “papain” isimli sindirici enzim ile neredeyse aynı işi görür. Zencefilin hazmı kolaylaştırması, içindeki zingibain molekülü ile yakından ilgilidir.


Zingibain’in iltihabi süreçleri yatıştırdığı özellikle romatizmal problemi olanlarda nerdeyse anti-romatizmal ilaç gibi çalıştığı bilinmekte. Zencefilin güçlü bir antioksidan olduğu da kanıtlandı. Ayrıca kötü kolesterol seviyelerini azalttığı, kötü kolesterolün oksidasyonunu yavaşlattığı, damar duvarındaki iltihabi süreçleri yavaşlattığı anlaşılmıştır.

Zencefilin kan basıncını düşürebileceği, kanı inceltebileceği de belirtiliyor. Kısacası zencefil aynı zamanda “damar dostu” bir baharat.

Ama yine de usulüne uygun kullanmak ve mümkünse doğal biçimiyle faydalanmak gerekir. Taze zencefil kurusundan daha faydalıdır. Zencefil özlerinden hap olarak faydalanmak da mümkün, tazesini bulamıyorsanız bu zencefil özü tabletlerinden de yararlanabilirsiniz.

Nezle ve grip için kuşburnu çayı


Nezle ve grip için kuşburnu çayı

Antioksidan etkili Kuşburnu Çayı ile kış mevsimini daha sağlıklı geçirin. Kuşburnu meyvesinin zengin içeriği ile kuvvetli antioksidan etkisi olduğu bilimsel araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır.

Kuşburnu C vitamini açısından en zengin kaynaklarından biridir. İçeriğinde A, B1, B2, K, P vitaminleri gibi birçok minerali bulundurur.

Soğuk algınlığının doğal tedavisi

Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, kuşburnunun faydalarını; "C vitamini ve polifenolik içeriğinden dolayı soğuk algınlığının tedavisine koruyucu ve yardımcı olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır" şeklinde açıkladı.

Kuşburnu Gribe ve nezleye karşı etkili

Antioksidan etkili kuşburnu çayı kış mevsiminde C vitamininin yanında yangı (iltihap) giderici etkisi soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi enfeksiyonlu hastalıklar için de etkilidir.

Romatizma ve eklem ağrılarına birebir

Kuşburnunun faydaları bunlarla da sınırlı değil. Son yıllarda yapılan araştırmalarla mucizevi kuşburnu meyvesinin romatizma ağrıları ve özellikle ileri yaşlarda yaygın olarak karşılaşılan eklem kireçlenmesinde (osteoartrit) faydalı olduğu kanıtlanmıştır. Kuşburnu meyvesinin özütlerinden elde edilen bileşenler eklemlerde hasar oluşturan iltihap miktarını azaltmakta etkili olduğu gözlemlenmiştir.

Basur tedavisinde de etkili

Ayrıca bu fenolik bileşenlerin iltihap giderici özelliğiyle basur tedavisinde de son derece etkili ve şikayetleri hafifletmede önemli rol oynadığı görülmüştür. Böbrek üstü bezlerini çok olumlu etkileyerek önemli hormonların üretimine destek sağladığı da bilimsel olarak ortaya konmuş faydaları arasındadır.

Kuşburnu çayını ne kadar ve nasıl içmeliyiz

Kuşburnu meyvesinin bütün bu bahsedilen faydalarından en iyi şekilde yararlanabilmek için günde 3-4 defa kuşburnu çayı içilmesi ve kuşburnu çayı hazırlarken normal çay hazırlama şeklinden farklı olarak içerisinde bir bardak taze kaynatılmış suya poşet ilave edildikten sonra 10-15 dakika kadar ağzı kapalı olarak bekletmek gerekir.

Daha etkin bir yarar sağlayabilmek için çayın daha yoğun derişimde hazırlanması (2-3 poşet ile) idealdir.

Sağlıklı kış sebzeleri


Sağlıklı kış sebzeleri

Kış mevsiminde enfeksiyon hastalıklarına daha çok yakalandığımızdan vitaminlere ihtiyacımız daha çok artmaktadır. Kış sebzeleri de zengin vitamin ve mineral kaynağı olduğundan bağışıklık sistemimizi güçlendirerek bizi hastalıklara karşı korumaktadır.


Kış mevsimini tam anlamıyla yaşadığımız bugünlerde, pazar tezgahları kış sebzeleri ile doldu. Birbirinden farklı özellikleri ile lahanadan ıspanağa, kerevizden havuca, pırasadan karnabahara kış sebzeleri çoktan sofralarımızdaki yerini almaya başladılar.

Mevsiminde yetiştirilen sebze ve meyveler bizlerin sağlığını belirliyor. Yeter ki bunu görelim ve sadece mevsiminde yetiştirilen meyve ve sebzeler ile beslenelim!

Yaz aylarında yaz sebze ve meyveleri, kış mevsiminde ise kış sebze ve meyveleri ile beslenerek, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek hastalıklardan korunalım.

Kış mevsiminin en büyük özelliği, enfeksiyon hastalıklarının daha çok artması ve havanın soğuk olması nedeni ile kapalı mekanları tercih ettiğimizden bu hastalıkları daha çok bulaştırmamızdır. Bu sebeple metabolizmamızın vitamin ihtiyacı kış aylarında daha çok artar. Kış sebze ve meyveleri de sanki bunu biliyormuş gibi daha çok vitamin ve mineral içerir.

Kış sebzelerinde bulunan vitamin, antioksidan ve izoflofonlar hastalıklara karşı metabolizmanın güçlenmesini sağlar. Bağışıklık sisteminde etkili en önemli vitaminlerden birisi C vitaminidir.

Kış sebzelerinde yoğun olarak bulunan C vitamini, suda eriyen ve vücutta depolanmayan bir vitamin olarak düzenli alınmalıdır. Özellikle yoğun egzersiz yapanlarla, sigara içenler, hastalıklara yakalanmamak için daha çok C vitamini tüketmelidir.

C vitamini eksikliği ayrıca; diş etlerinde kanama, yorgunluk ve halsizlik oluşturur. En iyi C vitamini kaynakları: turunçgiller, kivi, kuşburnu, biber ve yeşil yapraklı sebzelerdir.


Kış sebzeleri zengin posa içerir

Kış sebze ve meyveleri posa açısından oldukça zengindir. Posa vücuttan zararlı maddelerin kolayca atılmasını sağlar. Zararlı maddelerin bağırsak çeperine temasını engelleyen posa, bu özelliğiyle kansere karşı da koruyucudur.

Ayrıca diyabet hastalarında kan şekerini dengeleyen, midede suyla birlikte hacim oluşturduğu için acıktırmayı geciktiren posa, kilo kontrolünde de son derece önemlidir. Posanın bir başka faydası da, kan yağlarının yükselmesini önleyip, kişiyi kalp hastalıklarına karşı korumasıdır.

Sebzelerin faydaları

Brokoli: Vitamin ve mineral deposu olan brokoli, kalsiyum açısından zengin, lif oranı yüksek, C vitamini deposu olup, kansere karşı koruyucu etkisi yüksek bir sebzedir.

Kereviz: Antioksidan olup, sindirim sistemini rahatlatıcı bir etkiye sahiptir. Kerevize özel kokusunu veren fitalid adlı madde, kandaki stres hormonunu azaltır, böylece hem damarların gevşemesini sağlar, hem de kolesterolü düşürür.

Lahana: En iyi toksin atıcılardan birisi olan beyaz lahana, içerdiği antioksidanlar sayesinde bağırsak kanserine karşı koruyucu bir özelliğe sahiptir. Düşük kalorili, A, B ve C vitaminleri açısından zengin, bol posa içeren lahananın ayrıca tohumları da idrar söktürmeye yardımcı olur.

Karnabahar: Karnabahar hem enfeksiyonlara karşı etkin, hem de antibakteriyel birçok madde içerir. Özellikle kronikleşmiş idrar yolları enfeksiyonlarında bilinen en iyi sebzedir. İçerdiği bol miktardaki fosfor, osteoporozu önleyici ve kemik oluşumunu destekleyici bir etkiye sahiptir.

Pırasa: Potasyum, kalsiyum, demir ve fosfor bakımından oldukça zengin olan pırasa, C, B1, B2 ve A vitamini içeriği yüksek bir sebzedir. Böbrek taşlarının oluşumunu engelleyici maddelere sahip olan pırasa, içerdiği posa sayesinde kabızlıkta da kullanılır.

Ispanak: A ve C vitaminleri açısından zengin olan ıspanak, çok değerli bir besindir. Mide, karaciğer ve pankreas salgılarını uyarır. Ispanakta demir dışında, magnezyum, fosfor, iyot, potasyum ve sodyum bulunur.

Havuç: A vitaminin ön maddesi olan karotenleri içerir. Bu maddelerin aktif hale geçmesi için, havuç salatasının mutlaka zeytinyağı ile tüketilmesi gerekir.


4 mevsim sağlık

Yukarıda sayılan sebzelerin yanında, bazı sebzeler de 4 mevsim sofralarımızda yer alır. Hemen her bölge ve farklı iklim koşullarında yetişen bu sebze ve meyveler, 4 mevsim boyunca sağlığımızı korur.

Sarımsak: Yüksek tansiyon riskini azaltır. İyi bir antioksidan olan sarımsak, bağışıklık sistemini de güçlendirir.

Maydanoz: Çok iyi bir C vitamini deposudur. Bununla birlikte maydanozun faydaları saymakla bitmez. Örneğin kanda iyi bir demir deposudur, böbrekleri temizler, kan şekerini düzenler ve doğal bir östrojen kaynağıdır. Aynı zamanda antioksidan özelliği taşıyan maydanoz, kansere karşı da koruyucudur.

Kırmızı biber: Karotenoidler, flavonoidler, esans yağları ve bol C vitamini içeren

Goji berry ve faydaları

Goji berry ve faydaları

Ebru Şallı goji berry meyvesini uzun zamandır keşfettiğini ve herkesin bu meyveden yararlanması gerektiğini belirtti.

Gojiberinin pek çok faydasının yanı sıra cilt üzerinde de olumlu etkileri vardır.

Cildin korunması için çok etkili bir başka şey de Karotinoidlerdir ve bilmekteyiz ki Gojiberi de ağzına kadar bununla doludur.


Gözlerde olduğu bu maddeler deride de birikerek güneş ışınlarına karşı cildin içerden korunmasını sağlarlar.

Hurma Suyu Ve Faydaları

Hurma Suyunun Faydaları


Hurma suyu, özellikle hiçbir katkı maddesi içermeyen hurmanın faydalarının tamamını sağlar.

İçeriğinde sakkaroz bulundurmadığı için, tip 2 şeker hastaları tüketebilir.


Aynı zamanda şekerin kullanıldığı her yerde, çayda ve kahvede tatlandırıcı olarak kullanılabilir.

Günlük hayatta yoğun enerji harcayan; sporcular ve diğer yoğun aktivitelerde çalışanlar, Hurma suyu enerji içeceği olarak kullanabilirler ve kaybedilen kalori ihtiyacının karşılanmasında destek olur.

Hurma Suyu:

* Hurma suyu tamamen meyvenin kendi özünden elde edildiğinden hiçbir katkı maddesi içermez

* Hurma suyu şekerin kullanıldığı her her alanda tüketilebilir. (Baklava, pasta, sütlü tatlılar, çay ve kahvede vb.)

* Sabah kahvaltısında tüketildiğinde müthiş bir enerji verir ve tok tutar.

* Çocuklarda ve gençlerde sabah kahvaltısında bir bardak süte bir yemek kaşığı hurma suyu eklenerek tüketildiğinde, zinde ve enerjik tutar, bedensel ve zihinsel gelişimine destek olur.

* Hurma suyu stres ve yorgunluk gidermeye yardımcı olur.

* Hurma suyunun antioksidan özelliği yüksektir.

* Kanser ve diğer hastalıklara karşı koruyucudur.

* Hamile kadınlarda hamilelik döneminin daha rahat geçmesini ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini destekler.

* Hurma suyu anne sütünü arttırır.


* Yaşlılarda mide ve bağırsak sorunlarını gidermesine yardımcı olur.

guavalı içecek

guavalı içecek

Guava antioksidan içeriği yüksek, c vitamini ve likopen bakımından zengin bir meyvedir. Bu meyve ile yapılan içecekler hem lezzetli hemde yararlıdır.


Konukları karşılama içeceği olarakta sunabileceğiniz bir guava içeceği;

* 1/2 guava
* 1/2 muz
* 1/2 su bardağı soya fasüyesi
* Bir avuç çilek
* Bir miktar buz küpü

Malzemenin tamamını blender'dan geçirin. İçeceğiniz hazır, tadını çıkarın.

Ağız kokusunu gidermek için bitkisel yöntemler

Ağız kokusunu gidermek için bitkisel yöntemler

Ağız kokusu bireylerin sosyal hayatlarını olumsuz yönde etkileyen bir sorundur.

Dış görünümünüz için pek çok şey yapıyorsunuz peki ağız sağlığınız için neler yapabilirsiniz?



İşte size günlük yaşantınızda ağız kokusunu gidermek için dikkat edeceğiniz bazı noktalar;

Su

Yeterli su alımı vücudumuz için gerekli olduğu kadar, ağız sağlığı içinde çok önemlidir.

Su ağızda dişler arasındaki yiyecek kalıntılarını temizler. ağız sağlığı sadece temizlikle olmaz eğer gün içerisinde florür içerikli su tüketirseniz diş minenizi de güçlendirirsiniz.

C Vitamini

C Vitamini içeren çilek, portakal ve kavun gibi meyveler ağızda bakteri üremesine karşı savaşırlar.

C vitamini içeren besinler tükürük üretimini uyararak bakterilerin diş ve dişeti üzerinde birikmesini önleyerek bakterileri en aza indirir.

Sebzeler

Plak oluşumunu en aza indirmeye yardımcı başka bir şeyde sebzelerdir. Kereviz ve havuç gibi sebzeleri çiğneyerek tüketmek çok iyidir. Ağız sağlığının sürdürülmesine yardımcı olmanın yanı sıra vücut sağlığımızı da korur.

Otlar

Sadece yemeklerde baharat olarak kullanıldığını düşünsekte otlar aynı zamanda nefesimizi tazelemek ve tatlandırmak için kullanılabilir.

Maydanoz, nane, biberiye bu otlardan bir kaçıdır. ayrıca bu bitkiler hazmı kolaylaştırarak ağız kokusunu önlemede iki kat daha etkindirler.

D Vitamini

D Vitamini açısından zengin besinler de dişlerde bulunan bakteriler ve plakla mücadele ederler. D Vitamini peynir, süt, ve yoğurt gibi günlük tükettiğimiz gıdalarda bulunur.

Ağız kokusuna neden olan bakterileri ortadan kaldırmak için aktif kültür ve vitamin içerdiğinden yoğurt büyük ölçüde faydalıdır

Yukarıda saydığımız gıdalar ağız kokusunu ortadan kaldırmak için çalışan özel gıda grupları ve türleridir. Bunlar tek başlarına kullanılabileceği gibi doğru ve dengeli beslenme içinde dahil edilmelidirler

Siyatik için bitkisel çözüm önerileri

Siyatik için bitkisel çözüm önerileri

* Bir tatlı kaşığı toz karabiber, Bir tatlı kaşığı zencefil 4 tane yumurta akı ile iyice karıştınldıktan sonra bir sargı bezi bu karışımı tamamen emebi­lecek kadar içine batırılır. sonra söz konusu ağrılı bölge sarılır.


* Bir miktar taze baldıran yaprağı yıkanarak temizlendikten sonra nemli iken mikserden geçirilir ve bir tülbent ile sıkılarak elde edilen özsuyu merhem haline geti­recek kadar eritilmiş kuyrukyağı ile karıştırılır. Daha sonra söz konusu ağrılı bölgenin üstüne sürülerek kullanılır.

Uyarı: Baldıran çok zehirli olduğu için doktor kontrolünde kullanılması gerekmektedir.

* Bir litre suya iki avuç ince kıyılmış şalgam ilave edilerek iyice kaynatılır. Şalgam yumuşatıldıktan sonra süzülür kalan posası lapa haline gelecek şekilde ezilerek söz konusu ağrılı bölge­nin üzerine sürülür. Günde iki kez altı saat ara ile tekrarlanır.

* Bir litre suya bir yemek kaşığı dövülerek iyice ezil­miş olan karanfil kökü katıldıktan sonra kaynatılır. ardından süzüle­rek günde üç öğün birer yemek kaşığı içilir.

* Bir miktar taze okaliptüs yaprağı bir şişenin ağzına ka­dar doldurulur ve üstüne ağzına kadar saf alkol eklenip ağzı sıkıca kapatıldıktan sonra şişe iki hafta boyunca güneş görebile­ceği veya sıcak bir yerde bekletilir.bir tülbent yardımıyla posası da sıkılarak suyu temiz bir şişeye aktarılır. Gerektiği zaman ağrılı yere firiksiyon yapılarak sürülür.

Blogger tarafından desteklenmektedir.