Responsive Banner design

GEBELİK ŞEKERİ NEDİR? NELER YAPMALIYIZ ? - Canan Karatay

GEBELİK ŞEKERİ NEDİR? NELER YAPMALIYIZ ?

Gebe kalmadan önce, diabetik olmayan bir anne adayında, BÜTÜN Gebelik hormonlarının etkisi ile, insülin direnci ya da Diabetes Mellitusun gelişmesine gebelik şekeri adı verilir.
 
Gebelik sırasında bir annenin şekerinin yüksek seyretmesi, kendisinde olduğu gibi karnındaki bebeğinde de bir çok komplikasyona neden olur.

Asıl görevimiz ana ve çocuğun sağlığını korumak olmalıdır!


Gebelik şekerinin sebebi nedir önce bu soruyu irdelemmemiz gerekmez mi?

Bir çok bilimsel araştırma, hamile annenin yüksek miktarda karbonhidratlarla beslenmesi sonucu GEBELİK ŞEKERİNİN MEYDANA geldiğini göstermiştir!

Annenin aşırı miktrada şekerli yiyecek ve şeker yüklemesi gibi yüksek şeker yüklü içeceklerle, ve rafine olmuş karbonhidratların vücuduna girmesi sonucu, yeni doğan bebeğin kordon kanında insülin yüksekliği olduğu gösterilmiştir!

PLACENTA gebeliğin devam edebilmesi amacıyla bir çok önemli hormon üretir. Aynı zamanda da bebeğin eşi, yani PLACENTA ana rahminde büyümekte olan bebeğin gereksimi olan su ve besleyici maddeleri anne kanından alarak bebeğe geçmesini sağlar.

PLACENTANIN gebeliğin devam edebilmesi amacıyla bizzat ürettiği hormonlar şunlardır:

1.    Östrojen ve progesteron hormonları
2.    Kortizol (yani vücudumuzun yaptığı kortizon)
3.    Plasenta hormonu laktojen (ana sütü hormonu)

Bu hormonların tümü gebe annede insülin direncini başlatan hormonlardır. Yani gebilik süresince, özellikle ilk 3 aydan sonra, annenin pankreasında üretilem insülin hormonunun, kan şekerini normalleştirme etkisi giderek zorlaşır.

Hamileliğin devam etmesi amacıyla placentadan salgılanan bu hormonlar insülinin normal görevini bloke ettiği için, engellediği için, gebelik hormonlarının bu engelleyici etkisine, bilimsel olarak kontra-insülin etki diye adlandırılır (insülin karşıtı etki denir).

Placenta büyüyüp geliştikce salgılanan hormonların miktarı da giderek artar. İnsülin hormonunun etkisinin bloke olması sonucu gebe olan annede İNSÜLİN HORMONU YÜKSELİR VE İNSÜLİN DİRENCİ meydana gelir.  Özellikle, gebeliğin 20-24’üncü haftalarından itibaren İNSÜLİN DİRENCİ oluşmaya başlar. Gebelik haftaları ilerledikce de İNSÜLİN DİRENCİ birlikte giderek artar.

Çünkü, 20-24’üncü haftalarda başlamış olan İNSÜLİN DİRENCİNİ kırabilmek için, annenin pankreası daha da fazla insülin üretmeye başlamıştır. Bu nedenle de Annede GEBELİK ŞEKERİ başlar ve hamileliğin sonuna doğru giderek de artar!

Bilinenin aksine, gebe annenin pankreası fazla miktarda insülin üretir, ve annenin kan insülini devamlı olarak yüksektir.

Bu bağlamda, Pankreasın insülin üretemediği bilgisi tamamen yanlıştır.

ÖNEMLİ UYARI:  

GEBELİK ŞEKERİNİ ÖNLEMEK DE YALNIZ VE YALNIZ ANNENİN VE ONU İKİ CANLISIN DİYEREK BESLEYEN YAKINLARININ ELİNDEDİR…TAMAMEN ONLARIN SORUMLULUĞUNDADIR!

ANNENİN KARBONHİDRATLARDAN UZAK KALARAK, DOĞAL PROTEİNLER VE YAĞLARLA BESLENMESİ İNSÜLİN DİRENCİNİN BAŞLAMASINI VE GİDEREK ARTMASININ ÖNÜNÜ KESER !

MESELE BU KADAR BASİTTİR!

NOT:
 
1.    Karatay öneri ile beslenen annelerde gebelik şekeri gelişmez!
 
2.    Doğal, işlenmemiş yiyeceklerle beslenen annelerde gebelik şekeri gelişmez!
 
3.    Doğal, işlenmemiş yiyeceklerle beslenen annelerde gebelik şekeri gelişmiş olsa dahi, geriler ve ANNENİN GEBELİK ŞEKERİ KAYBOLUR! İYİLEŞİR ! KARNINDAKİ BEBEK RAHATLAR!
 
4.    Her gün sürekli bir şekilde 20-30 dakika yürüyen gebelerde aynı zamanda doğal, işlenmemiş yiyeceklerle BESLENDİKLERİ TAKTİRDE gebelik şekeri gelişmiş olsa dahi, geriler ve geçer.
 
5.    Karatay kitaplarını okuyup uygulayanlar bunları yazmakta ve de söylemekteler.
 
6.    KARATAY UYARILARI GEBELİK ŞEKERİNİ ÖNLER!
ANANIN RAHAT VE SAĞLIKLI BİR GEBELİK GEÇİRMESİNİ SAĞLAR. BEBEĞİ SAĞLIKLI DÜNYAYA GELİR!

Gebelik şekeri var mı yok mu diye gebelere ŞEKER YÜKLEMESİ YAPILMASI gerikir mi?

Kelimenin tam manasıyla gerekmez!  Kesinlikle yanlış bir uygulamadır!
 
Yukarıda da açıklamış olduğum gibi, her gebede değişik düzeylerde, gebelik hormonlarına bağlı olarak insülin yüksekliği ve direci oluşuyor. Ana ve çocuk sağlığı bakımından bu gelişme gayet doğal, gayet fizyolıjik sağlıklı bir gelişmedir.

Bir anne adayı için, en önemli olay ya da faktör bilinçli olarak, bu durumun ileri derecelere erişmesini önlemektir.

HİÇ YOKTAN, ACABA İNSÜLİN DİRENCİ VAR MI YOK MU DİYE, ZATEN İNSÜLİN DİRENCİ GELİŞMİŞ OLAN BİR ANNEYE, ŞEKER YÜKLEMESİ YAPILMASI, ANNE KARNINDAKİ BEBEĞE DE OLDUKCA CİDDİ ZARAR VERMEKTEDİR!

HAMİLE BİR ANNEYE ŞEKER YÜKLEMESİ YAPMAK, YANGINA KÖRÜKLE GİTMEYE EŞ DEĞERDİR!

YARANIN ÜZERİNE TUZ EKMEK İLE EŞ DEĞERDİR !

Şeker yüklemesinin neden ZARARLI OLDUĞUNU ve neden asla gerekmediğini açıklayalım.

Doğal olarak, bebeğin beslenme ve büyümesi amacıyla annenin kanındaki besin maddeleri ile birlikte, annenin, yükselmiş olan kan şekeri de bebeğe hemen geçer.  Annenin yüksek kan şekerinin düşmesi için, annenin pankreasından salgılanan  annenin insülin hormonu ise, diğer besin maddeleriyle birlikte plasentadan bebeğe geçmez. Plasentada, ana insülinin bebeğin kanına geçmemesi için engel vardır. Bu nedenle, anneden gelen yüksek şekerin düşürülmesi amacıyla, her bebeğin kendi pankreasından aşırı miktarda İNSÜLİN HORMONU salgılanır.

İNSÜLİN HORMONU anabolizan bir hormon olduğu için. bebekte yağ depolanmasına ve de aşırı gelişmeye, kilo almaya neden olur!  Ana rahmindeki bebekte İNSÜLİN DİRENCİ oluşmaya başlar.

Ana rahmindeyken bir TOSUNCUK OLUŞMUŞTUR artık.

ŞEKERLİ İÇECEKLERİ KULLANAN ANNELERİN PLASENTALARINDA DA GELİŞME BOZUKLUĞU/GELİŞME GERİLİĞİ OLDUĞU GÖSTERİLMİŞTİR!

SONUÇ:

1.    Şekeri yükselten hızlı ve basit karbonhidratlarla (yüksek glisemik indeksli)beslenen annelerin bebeklerinde ana rahminde insülin direnci gelişir. Bir nevi metabolik sendrom ana rahminde ortaya çıkar.
 
2.    Şekerli gazlı içeceklerle, şuruplarla, yani şeker yüklemesi yapılan annelerin bebeklerinde ve kendilerinde insülin direnci gelişir, gelişmiş olanlar da ise metabolik bozukluk daha da artar.
 
3.    Yani zaten normal ve fizyolojik olarak gelişmişl olan gebelik şekeri daha beter hale gelir. Ana da da bebekte de!

İşte bu nedenlerle şeker yüklemesi yapılması doğru değildir diyoruz!

4.    Doğal protein ve yağlı besinlerle ve yavaş karbonhidratlarla yani düşük glisemik indeksi olan, düşük insülin indeksli olan karbonhidratlarla beslenen annelerin bebeklerinde, ana rahmindeyken İNSÜLİN DİRENCİ/METABOLİK sendrom GELİŞMEZ ve de EĞER GELİŞMİŞSE ÖNLENİR! ÖNÜ ALINIR VE GERİLER!
 
5.    Sıvı şeker yüklenmiş içecekler, gazlı tüm içecekleri kullanan annelerde ve de bebeklerinde, zaten var olan insülin direnci daha da beter bir hal alacaktır!
Plasenta gelişmeyecektir!

Ana rahmindeki bebek neden kilo alır?

Hamile annenin kan şekeri yüksek ise, yüksek kan şekeri olduğu gibi bebeğe de geçer. Bebeğin pankreası, yüksek kan şekerini algılayınca, BEBEĞİ KORUMAK AMACIYLA, aşırı miktarda İNSÜLİN HORMONU salgılar. Şekerin fazlası bebekte yağ olarak depo edilir, bebek normal kilosunun üstüne çıkar VE KİLO ALMAYA DA DEVAM EDER.

TOSUNCUK bebeğin sebebi annenin yüksek kan şekeri ile birlikte bebeğin insülin hormonunUN DEVAMLI OLARAK YÜKSEKLERDE KALMASIDIR, yüksek olmasıdır!

NOT:

Annenin açlık kan şekeri normal olsa dahi, hamileliğin 20-24 haftalarında, İNSÜLİN ETKİSİNİ BLOKE EDEN plasenta hormonlarının fizyolojik OLAN etkisi ile, HAMİLELRDE insülin direnci başlamakta ve hamilelik ilerledikce de giderek artmaktadır unutmayalım!

Yani anne ve karnındaki tosuncukta hem kan şekeri hem de insülin hormonu fizyolojik olan normal şartlarda dahi biraz yüksek seyreder.

Tosuncuk dedidiğimiz bebeğe insülin hormonu yüksekliği ne gibi zararlar verir?

1.    Tosuncuk bebeklerde ve annelerinde doğum sırasında bir çok komplikasyon oluşmaktadır. Rahim ağzı yırtılmaları, perine yırtılmaları, yeni doğan bebeklerde omuz çıkığı, vs. gibi.
 
2.    Yeni doğan bebek plasenta ayrılır ayrılmaz, bebeğe artık annenin yüksek kan şekeri geçmez ve  bebeğin kan şekerini yükseltmez.
 
3.    Ancak hala, yeni doğanın kanında  İNSÜLİN HORMONU yüksek olarak bulunmaktadır. Bebeklerin göbek bağı kanında yüksek olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle doğar doğmaz bebekte ani şeker düşüklüğü yani HİPOGLİSEMİ krizi gelişir. Tehlikelidir.
 
4.    Önemli olan, hamileliğn başında itibaren tedbir alarak, ananın ve karnındaki bebeğin şeker ve insülinini yükseltmemektir.
 
5.    Ananın ve bebeğinin aşırı kilo almalarının önlenmesini sağlamaktır!
 
6.    Şeker yüklemesi yapıldığında, hem annenin hem bebeğinin kan şekeri ve insülini aşırı derecede yükselir. 50 ya da 100 gr kadar olan suda eritilmiş şeker, yani sıvı şeker aniden anne ve bebeğin kan şekerini fırlatır! Bir çok anne bu nedenle kusmaya başlar. Birden bire yükselen kan şekeri nedeniyle, ani olarak aşırı insülin salgılanır ve anne baygınlık geçirir. Yani anne HİPOGLİSEMİ krizine girer.
 
7.    Aynı anda, ana rahmindeki bebekte de HİPOGLİSEMİ gelişerek bebek baygınlık gelişir, bebek hareketsiz kalır.
 
8.    Ana rahmindeki bebeklerde son haftalara doğru artan insülin yüksekliği, bebeğin akciğerlerinin ve diğer organlarının normal gelişmesini engeller.
 
9.    Bu nedenle, hamileliklerinde bir ya da bir kaç kez şeker yüklemesi yapılmış olan annelerin yeni doğan bebeklerinde solunum güçlüğü oluşur. Akciğer ödemi bile gelişen bu bebekler, doğdukları andan itibaren annelerinin göğsünde dinleneceklerine haftalarca bebek yoğun bakımında kuvözlerde günlerini geçirmek zorunda kalırlar.
 
10.    Ana rahminde İNSÜLİN DİRENCİ gelişmiş olan bebeklerin, bağışıklık sistemleri de tam olarak gelişemez. Bu nedenle, yeni doğanlarda sık sık infeksiyon hastalıkları görülmektedir. Çocukluk yaşlarında alerjik hastalıklar, kanserler ve astım hastalıkları sıklıkla görülmektedir.
 
11.    Ana rahminde İNSÜLİN DİRENCİ gelişmiş olan bebeklerde çocuk yaşlarında dahi yetişkin tipi şeker hastalığı gelişmektedir.
 
12.    Ana rahminde İNSÜLİN DİRENCİ gelişmiş olan bebeklerde çocuk yaşlarında dahi karaciğer yağlanması başlamaktadır.

ÖNEMLİ NOT:

Bu bağlamda, bebek sahibi olmak isteyen ve hamile olan annelere 10 EMİR ya da 10 UYARIMIZ OLACAK:

1.    Doğal besleneceksiniz!
 
2.    Aşırı karbonhidrat yemiyeceksiniz,
 
3.    Meyva şekerli sıvı ve gazlı içecekleri tüketmeyeceksiniz.
 
4.    Açık havada bol bol yürüyeceksiniz!
 
5.    Yaz aylarında uzun uzun denizde yüzeceksiniz, yüzme bilmiyorsanız bebeğiniz için öğreneceksiniz!
 
6.    D Vitamini değerlerinizi 100 ng/ml’in üzerine çıkaracaksınız. Yüksek D vitaminin toksik etkisi yoktur, korkmayın
 
7.    B12 ve Folik asidinizi yükselteceksiniz
 
8.    SAKIN ŞEKER YÜKLEMESİ YAPTIRMA! KENDİNİ VE BEBEĞİNİ HİPOGLİSEMİ KRİZİNE SOKMA!
 
9.    Bol bol balık, doğal köy tereyağı, doğal yoğurt, köy yumurtası tüketeceksiniz.
 
10.    Bol bol uyuyacak ve sürekli sevdiğiniz bir müziği dinleyeceksiniz!

SONUÇ:

Hamilelere şeker yüklemesi yapılarak, gebelik şekeri olduğu ortaya çıkınca, hekiminiz zaten yukarıda saydığımız, son derece önemli olan 10 öneriyi size söyleyecek ve de uygulamanızı isteyecektir.

Siz eğer 10  öneriyi gebeliğinizin başından itibaren uygulamaya başlarsanız, Şeker yükleme testine gerek yoktur ve de gereksizdir.

Ayrıca sağlıklı Bebek sahibi olmak istiyorsanız:

HER TÜRLÜ ŞEKERDEN KORK !
YÜKSEK D-VİT’TEN KORKMA!


Gebelik şekerinizin olup olmadığını anlamanızın ve de kontrol etmenizin en kolay yolu son derece basittir. Kendiniz bunu kolaylıkla yapabilirsiniz!

1.    Gittiğiniz hastaneden parmaktan kan şekeri ölçme aleti isteyeceksiniz, bedavadır. Bu konuda hekiminiz  ya da diabet hemşiresi size yardımcı olacaktır.
 
2.    Bu aletle diabet hemşiresinden kan şekerinizi ölçmeyi öğreneceksiniz.
 
3.    Eve gelince, yediğiniz her hangi bir yemekten ya da ara öğünden, ya da şekerli gazlı içecek, meyva suyu ya da örneğin karpuz kavun, ekmek, pilav makarna, tost, pasta vs. yemeden önce ve yedikten 1.5-2 saat sonra kan şekerinizi ölçeceksiniz…Kan şekeriniz fırlamışsa o yiyeceği bir daha TÜKETMEYECEKSİNİZ!
 
4.    Bu şekilde ölçüm yaparak kendi kan şekerinizi zıplatmayan yiyecekleri tüketirseniz bilesinizki gebelik şekeriniz gelişmez, gelişmiş ise de geçer ve iyileşirsiniz. Hipoglisemik ataklarınızdan kurtulursunuz!
 
5.    Kandaki D vitamini değerinizi de 100ng/ml’nin üstünde tutarsanız da gebelik şekeriniz gelişmez, gelişmiş ise de geçer iyileşirsiniz. Almış olduğunuz kilolardan da kurtulursunuz.
 
6.    Gebelik şekerini düzeltmek annenin yalnız ve yalnız annenin elindedir. Kimsenin değil.

GEBELİK ŞEKERİNİ KENDİNİZ DÜZELTEBİLİR, NORMAL BİR DOĞUM YAPAR VE SAĞLIKLI BİR YAVRU SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ!

NOT:

1.    Bütün şeker hastaları da aynı yöntemi uygulayarak insülin direncinden, metabolik sendromlarından, şeker hastalıklarından ve tüm dejeneratif hastalıklardan kurtulabilirler
 
2.     Dejeneratif hastalıkların ve şeker hastalığının tehlikeli komplikasyonlarını da önleyebilirler!

SONUÇ:

1.    Gebelik şekeri tabii ki çok tehlikelidir. Gebelik şekeri tanısını koyabilmek için illa bir kaç kez şeker yüklemesi yapmak gerekli değildir.
 
2.    Gebelerin kanında yalnız ve yalnız bir kereye mahsus olarak İNSÜLİN HORMONU düzeyini öğrenmek yeterli olacaktır. 5IU/mL’nin üstünde değer bulunacak oılursa, gebeye yukarıda verilen sağlıklı doğal beslenme ve yaşama önerileri verilmesi yaterlidir. Olay bu kadar basittir.

Saygılarımla,

Prof. Dr. M Canan Karatay
Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı

Bozanın faydaları

Bozanın faydaları

  • Bozanın içeriğinde bulunan aktif mayalar  emziren annelerde süt üretimini artırır.
  • Nitrozamin gibi kanserojen maddelerin vücuttaki oluşmasını önler.
  • Bozanın içeriğinde bulunan aktif mayalar ve faydalı bakteriler sayesinde probiyotik etkisi vardır.
  • Gribal enfeksiyon gibi, bir çok enfeksiyona karşı bünyenizi dirençli kılar, yararlı bakteriler ile vücuttaki direncin güçlenmesini sağlar.
  • Zengin protein ve B vitamini içeriğinden dolayı enerji ihtiyacı fazla olan kişiler, gebeler ve sporculariçin çok faydalıdır.
  • Bozanın içeriğinde bulunan laktik asit, hazmı kolaylaştırır.
  • Bozanın içerdiği laktik asit aynı zamanda bağırsak florasını düzenler.
  • Mide bezlerinin faaliyetlerini olumlu olarak etkilemektedir.
  • B kompleksi vitaminleri içerdiğinden beslenmede önemli role sahiptir.
  • Zihin açıcı ve sinirleri dinlendirici etkisi vardır.
  • Karbonhidrat ve proteinin yanı sıra birçok besin öğesini içerdiği için besleyici özelliği nedeniyle “sıvı ekmek” olarak anılmaktadır.

Cilt bakımı için boza

Bozanın kanser önleyici olduğunu biliyormuydunuz?

Bozanın kanser önleyici rolü çok az biliniyor.

Son yıllarda boza üstünde yapılan araştırmalar, bozada bulunan nikotinik asitin kalp ve damar hastalığını önleyici etkilerinin haricinde başta cilt kanseri olmak üzere her türlü kanseri önleyici etkileri olduğunu da göstermektedir. 

Bozanın içindeki nikotinik asit vücudumuzda, bazı oksidasyon-redüksiyon reaksiyonlarında hidrojen atomları ve elektronların taşıyıcı olarak işlev gören bir koenzim olan nikotinamit adenin dinükleotite (NAD) dönüşmektedir. 

NAD'nin de enerji metabolizmasını uyararak ve hasar görmüş DNA yapılarını onararak, derimizdeki yıpranmış hücreleri yenileyici özelliği sayesinde özellikle cilt kanseri vakalarını önleyici özelliği hatırdan çıkarılmamalıdır. 

Bozanın bu yararlarını dikkate alarak, kış aylarının bu güzel içeceğinden bol bol için ve sevdiklerinize ikram edin.

Diyetisyen Sanem Apa’nın ağzından Boza:

Sağlıklı bir içecektir boza, zaten sağlıksız olan bir besin var mıdır ki dünyada? Önemli olan hangi besinin ne miktarda tüketilmesi gerektiğini bilmektir. Çünkü hiç bir besin tek başına mucizevi etki yaratmaz ve yine aynı şekilde hiçbir besin de tek başına suçlu olamaz.

Boza’nın mayalanması sırasında oluşan laktik asit ve içerdiği aktif mayalar sayesinde probiyotik etkisi bulunur. Ayrıca, Zengin karbonhidrat, protein ve B vitamini içeriği nedeniyle enerji ihtiyacı fazla olan kişiler, gebeler, sporcuların kullanımı için de çok uygundur.

Boza’nın içeriği sanılanın aksine sadece şeker değildir. Birçok besine göre besleyici öğeleri çok zengindir.  Boza;  kalsiyum, demir, fosfor, sodyum, tiamin, niasin, riboflavin bakımından değerlidir. 

Boza Mayalı bir içecektir. Bu da içinde laktik asit oluşmasına neden olarak, mideyi koruyucu etki yaratır, sindirimi kolaylaştırır, gaz şikayetlerinin ortadan kalkmasını sağlar, kabızlığı azaltır, mide yanması gibi şikayetlerin oluşmasına engel olur.

Boza’nın Besin Değerleri

100 ml Boza’da;

240 kcal enerji
57.5 gr karbonhidrat,
3.5 gr protein,
0.5 gr yağ,
29 mg kalsiyum,
1,3 mg demir,
97 mg fosfor,
1 mg çinko,
0.09 mg Tiamin(B1 vitamini),
0.05 mg Riboflavin (B2 vitamini),
1.16 mg Niasin bulunur.


Genel Bilgiler:

Boza, darı irmiği, su ve şekerden üretilen alkolsüz, hafif mayalı bir içecektir. Bilinen en eski Türk içeceklerinden biridir. Boza, daha çok kış aylarında tüketilmektedir. Hacı İbrahim Bey’in 4. kuşak torunları Selin ve Mehmet’in yaptığı yeniliklerle artık 4 mevsim içilebilmektedir.

Boza’nın yoğun olarak içildiği mevsim Eylül – Mayıs ayları arasıdır. Uygun şartlarda (+4°C’ de) muhafaza edilirse 365 gün 4 mevsim içilebilir. Boza’nın içilebilecek kıvamını koruduğu süre asgari 15 gündür. 

Boza bozulmaz. Ancak hiçbir katkı maddesi kullanılmadığı için gün be gün ekşir ve duyusal özelliklerini kaybedebilir. Bozanın taze olarak tüketilmesi önerilir. Ekşi seviyorsanız oda sıcaklığında veya daha sıcak bir ortamda birkaç gün bekleterek daha ekşi kıvamlı Boza’nın tadını çıkarabilirsiniz.

Saklama koşulları:

Boza, serin bir ortamda asgari 15 gün saklanabilir, tercihen (+4°C’ de) buzdolabında saklayınız.

Boza Çeşitleri:



Boza’nın yapıldığı tahıl türüne göre çeşitleri bulunmaktadır. Dış ülkelerde yapıldığı yerin başlıca ürününe göre arpa,  yulaf, mısır, buğday, karabuğday,  çavdar, Arnavut darısı, gernik gibi tahılların unu, bazen da pirinç ve ekmek, nadir olarak da kenevir unu ve karamuk mayalandırılarak yapılmaktadır. 

Türkiye’de ise boza genellikle darıdan üretilmektedir.



Arama kelimeleri: Bozanın faydaları, Bozanın yarararı, Cilt bakımı için boza, Boza maskesi, Boza peelingi

Hamilelikte kullanılması sakıncalı bitkiler

Hamilelikte kullanılması sakıncalı bitkiler

- Baharat amaçlı kullanılan fesleğen, kekik, vs. bitkilerin genellikle pişirme veya tat vermek için kullanılan küçük miktarları emniyetlidir; ancak bu bitkilerin çay yapmak için kullanılan büyük miktarları (1-2 tatlı kaşığı gibi) hamileler için zararlı olabilir.

- Özellikle kabızlık yakınmalarının giderilmesi için kullanılan  doğal ve zararsız olarak düşünülen dışkı yumuşatıcı antrakinon içerikli bitkiler vardır. Bu bitkiler rahim dahil düz kasların kasılmasını sağlayarak düşük yapmaya sebep olabileceği için kullanılması sakıncalıdır. Acı çiğdem, akdiken (geyik dikeni), aloe vera, sinameki ve topalak gibi bitkiler bu grupta yer alan sakıncalı bitkilerdir.
- Rahim uyarıcı etkilye sahip olan Adaçayı, akdiken, Cezayir menekşesi, kekik, mazı, meyan kökü, ökse otu, pelin otu, ravent (ışgın), rezene, sinameki, yarpuz gibi bitkiler de aynı nedenle kullanılmamalıdır. Düzenli olarak tüketilmeleri ve özellikle de günlük 1-2 tatlı kaşığı gibi miktarları zararlı olabilir. Bu bitkilerin bitkilerin düşüğe  veya erken doğuma neden olan rahim uyarıcı etkileri olabilmektedir.
- Bitkilere acı tat veren alkoloidleri yoğun içeren Altınmühür (goldenseal), efedra, kına kına, kırlangıçotu ve yabani kiraz gibi bitkiler veya esansiyel bitki yağlarından anne-bebek arasındaki ya da anne rahmindeki ceninin fonksiyonlarını etkileyebileceği için sakınılmalıdır.  Bu bitkilerin düzenli tüketilmesi hamileler için sakıncalıdır. Adaçayı, ardıç, biberiye, civanperçemi, kekik, lavanta, mazı, mercanköşk ve rezene gibi bitkilerin yağlarının ağız yolu ile hamilelik sürecinde düzenli tüketilmesi de sakıncalıdır.
Akdiken, Cezayir menekşesi, civanperçemi, çarkıfelek (passiflora), kekik, mazı, meyankökü, ökseotu, pelin otu, ravent (ışgın), sinameki ve yarpuz gibi  Emenagog etkili bitkiler, adet görmeyi teşvik eden bitkiler olup hamilelik süresince kaçınılmalıdır. Bu bitkilerin hamilelikte kullanılması sakıncalıdır.
Etiketler: Hamilelerin tüketmesi sakıncalı bitkiler, Hamilelikte yararlı ve zararlı besinler, Hamilelikte Tüketilmesi Sakıncalı Besinler, Hamilelikte bitki çayları ve şifalı otlar, hamilelikte sakıncalı bitkiler, hamilelikte kullanılması sakıncalı bitkiler

LCW hamile pantolon modelleri 2013


 

 Büyütmek için resmin üstüne tıklayınız.

























Etiketler » LCW hamile pantolon modelleri 2012, LCW hamile pantolon modelleri 2013, hamile pantolon modelleri 2012,  hamile pantolon modelleri 2013, 2012  hamile pantolon modelleri , 2013  hamile pantolon modelleri , 2012 LCW hamile pantolon modelleri, 2013 LCW hamile pantolon modelleri, hamile pantolon modelleri , LCW hamile pantolon modelleri 2012-2013,  2012-2013 LCW hamile pantolon modelleri , 2012 Lc Waikiki hamile pantolon modelleri, Lc Waikiki hamile pantolon modelleri 2012. Lc Waikiki hamile pantolon modelleri, Lc Waikiki ,pantolon modelleri, LCW hamile pantolon modelleri, LCW hamile pantolon modelleri 2012 - 2013

Hamilelikte grip tehlikeli mi?


Hamilelikte grip tehlikeli mi?

Bağışıklık sisteminin normalden daha güçsüz olduğu dönemlerden biri hamilelik dönemidir. Bu durum anne adaylarını soğuk algınlığı ve gribe karşı daha dirençsiz yapmaktadır.


Daha da önemlisi bronşit, zatürre gibi grip komplikasyonları ile karşılaşma ihtimalini artırmaktadır.

Bu sebeple anne adaylarının “korunma” konusunda dikkatli olmaları gerekir. Hamileliği kış mevsimine denk gelen anne adaylarının hamilelikten önce grip aşısı yaptırmaları faydalı olur. Grip riski olan bir hamile gebeliğin üçüncü ayından sonra da grip aşısı olabilir.

Önemli bir nokta da şudur: Hamile hanımların uzman bir doktor ile görüşmeden herhangi bir grip ilacını kullanmamaları gerekir.

Derya Baykal Deryanın Dünyasında tüp bebek konusu işleniyor


Derya Baykal Deryanın Dünyasında tüp bebek konusu işleniyor

4 ocak 2012 çarşamba günü Kanaltürk televizyonunda yayınlanan Derya Baykal tarafından sunulan Deryanın Dünyası programnda tüp bebek konusu işleniyor.

Tüp bebek yöntemi hakkında öğrenmek istedikleriniz için www.tupbebek-istiyorum.com

Tüp Bebek tedavisi yaptıracak çiftlere önemli mesajlar

Tüp Bebek tedavisi yaptıracak çiftlere önemli mesajlar

Pek çok çift için doğal yollarla çocuk sahibi olamama çok sıkıntılı bir durumdur. Yapılan kontroller sonunda tüp bebek kararı verilir.

İşte bu karardan sonra anne baba adaylarını kritik bir süreç bekler.

Tüp bebek tedavisi yaptırılacak merkezin özellikleri, bu merkezlerden beklenilmesi gereken uzmanlık ve uluslararası kriterlere uyumluluk, tüp bebek tedavisi öncesinde, sırasında ve sonrasında bu merkezlerden neler beklemeli?…

Devamını oku >>

Aşılama – İntrauterin inseminasyon

Aşılama – İntrauterin inseminasyon

Aşılama yani İntrauterin inseminasyon tedavisi çocuğu olamayan çiftlere tüp bebek tedavisinden önce denenen tedavilerden biridir.

Aşılama tedavisi takip edilen ve ilaç yardımı ile çatlatılmış yumurtanın kolay döllenmesi için hareketli ve sağlıklı spermlerin yumurtaya yakın yere enjekte edilmesidir.


Aşılama yöntemle hamilelik kolaylaştırılmış olur…

Devamını oku>>

Tüp bebek nedir, tüp bebek kimlere uygulanır?

Tüp bebek nedir, tüp bebek kimlere uygulanır?

Tüp bebek yöntemi hayatımıza son 30 yılda dahil oldu ve o günden bu güne çok büyük aşamalar kaydetti.

Kısaca, kadın ve erkek üreme hücrelerinin vücut dışı koşullarda döllenip uygun ortam için tekrar anne bedenine yerleştirilmesi olarak açıklanabilir.

İlk günden bu güne hem tüp bebek teknolojisi hem de tüp bebeğe bakış açısı değişip gelişti…

Devamını oku >>

Hamilelik döneminde ağrı kesici kullanmak tehlikeli mi?

Hamilelik döneminde ağrı kesici kullanmak tehlikeli mi?


Hamileliğin ilk dönemlerinde ağrı kesici kullanmak düşük riskini artırıyor. Canadian Medical Association Journal'de yayımlanan araştırma sonucuna göre hamileliğin ilk aylarında etken maddesi "ibuprofen" ve "naproksen" olan ağrı kesicileri kullanan kadınlarda düşük yapma riski, kullanmayan hamilelere oranla iki kattan fazla.


İçeriğinde "ibuprofen", "naproksen" veya kemik ve eklem iltihabı tedavisi için kullanılan "
celecoxib" bulunan Aspirin dışındaki steroid olmayan anti-inflamatuvar ilaçları inceleyen araştırmacılar, söz konusu ilaçların hamilelik sırasında kullanımının düşük yapma riskini 2, 4 kat artırdığını ortaya koydu.

Araştırma Merkezi'nden Anick Berard, baş ağrısı ve benzeri kısa süreli rahatsızlıklar yaşayan hamile kadınların, daha güvenilir bir yöntem olarak etken maddesi "
parasetamol" olan ilaçları tercih etmelerini tavsiye etti.

Ayhan Ercan Anne sütünü artırmak için

Ayhan Ercan anne sütünü artırmak için

Aktarlar derneği başkanı Ayhan Ercan anne sütünü artırmak için doğal formül önerdi.


Ayhan Ercan anne sütünü artırmak için anason ve kimyon eşit miktarda karıştırdıktan sonra bu karışımdan günde bir tatlı kaşığı yenmesini tavsiye ediyor.

Anne sütünü artırıcı kürler

Anne sütünü artırmak için

Anne sütünü artıran şifalı yiyecekler

İbrahim saraçoğlu-Anne sütünü artıran yiyecekler
Blogger tarafından desteklenmektedir.