Responsive Banner design

Kış Aylarında Kardan Adam Olmayın

Havalar iyice soğumaya başladı, kar yağıyor ve hepimiz üşüyoruz. Özellikle evde geçirdiğimiz sürenin artmasıyla birlikte sürekli yemek yeme alışkanlıkları da değişiklik gösteriyor. 

Kış ayları beraberinde; karbonhidrat düşkünlüğünü, grip salgınlarını, soğuk hava nedeniyle hareket azlığını getirir. Kış beslenmesinde özellikle dikkat edilmesi gereken 3 önemli nokta vardır. Uzman Diyetisyen Gamze şanlı Ak, kış aylarında kilo kontrolü yapmanız ve yaza zorlanmadan girmeniz için altın tavsiyelerde bulunuyor. Kış aylarında kilo almamak için 3 altın öneri...

Bağışıklık sisteminizi güçlendirin
Kış döneminde soğuk algınlığı ve gripten korunmak için bağışıklık sistemimizi güçlendirmek önemlidir. Kış aylarında metabolizmayı güçlendirmek için bu aylarda bolca bulunan limon, mandalina, portakal, greyfurt gibi turunçgiller, kivi, nar, kuşburnu, havuç, brokoli, kabak, brüksel lahanası, kırmızı-yeşilbiber, karnabahar, nane, maydanoz, roka, tere tüketilmesi ile ihtiyacımız olan A, C ve E antioksidan vitaminleri sağlayabiliriz.

Egzersiz, doğal bir antidepresandır
Havaların soğuması ile birlikte azalan egzersiz metabolizmayı yavaşlatmaktadır. Her gün açık havada bol oksijen eşliğinde yürüyüş yapmak, hem bedeninize hem de ruhunuza vereceğiniz harika bir armağandır. Hava soğuk olsa da sıkı sıkı giyinip yürüyüşünüzü yine keyifle yapabilirsiniz. Yapılan birçok çalışma kilo verdikten sonra koruma aşamasına geçen ve kilosunu uzun süre koruyan bireylerin %94’ünün egzersiz yaptığını ortaya koymuştur. Egzersiz, doğal bir antidepresandır. Stres seviyelerini azaltır ve vücudunuzda, kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak mutluluk hissi veren endorfin hormonunun salgılanmasını artırır.

Karbonhidrat bağımlılığından uzak durun
Kış aylarında kilo alma eğilimimiz daha fazladır ve vücudumuz ısı dengesini sağlamak için yağlanma eğilimine geçer. Bu durumda kendinizi koca bir dilim pasta ya da bir tabak soslu makarna yani karbonhidrat yerken bulabilirsiniz. Sıcak çikolata, salep ve kremalı kahvelerde kışın en sık tercih edilen kalorili içeceklerin başında gelir. Havanın erken kararması, güneşin yerini yağmurların alması, soğukların gitgide artıp ve işlerin yoğunlaşması nedeniyle gelişen halsizlik, isteksizlik, mutsuzluk sonucu aşırı yeme atakları yaşanabilir. En yakın arkadaşınız karbonhidratlar gibi gözükse de, sakın siz kendinizi karbonhidratların yumuşak kollarına bırakmayın aksi halde kışın kardan adam gibi dolaşabilirsiniz. Şeker size kısa süren bir rahatlık, geçici bir neşe verebilir. Ancak etkisi geçtikten sonra kendinizi daha kötü, yorgun ve suçlu hissedebilirsiniz. Yeterli ve dengeli beslenmeyle gün içinde her besin grubundan yeterli miktarda almakla ataklara dur diyebilirsiniz.

KIŞ KALORİLERİNİ AZALTMANIN YOLLARI
Kışın asitli içecekler, siyah çay, kahve içmek yerine ıhlamur, yeşil çay, beyaz çay, chai tea, ekinezya, rooibos, kuşburnu gibi bitki çayları şekersiz olarak sıklıkla tercih edilebilirsiniz.

ONU İÇME
1 bardak (200 ml) sıcak çikolata 300 kalori
BUNU İÇ
1 bardak (200 ml) diyet sıcak çikolata ise 180 kalori dir. Böylece 120 kalori yani yaklaşık 1,5 dilim ekmek kar edersiniz.
DİYET SICAK ÇİKOLATA
1 bardak light süt (200 ml)
20 gr şekersiz çikolata
1 yemek kaşığı şekersiz kakao
Yapılışı; süt soğukken kakao ilave edilip karıştırılır ve pişirilir. Kaynadıktan sonra biraz ılınınca içine çikolata ekleterek karıştırıp erimesi sağlanır.

ONU İÇME
1 fincan salep (150 ml) 300 kaloridir.
BUNU İÇ
1 fincan salep (150 ml) 70 kaloridir. Böylece 230 kalori yani yaklaşık 3 dilim ekmek kar edersiniz.
DİYET SALEP
1 litre light süt
3 yemek kaşığı toz salep
Tarçın
İsteğe bağlı toz tatlandırıcı
Yapılışı; 1 litre light sütü bir tencereye koyun. Toz salebi içine yavaş yavaş ekleyin ve topaklanma oluşmaması için sürekli karıştırın. Süt ve toz salep karışımı kaynayınca kısık ateşte birkaç dakika daha karıştırıp, ocaktan alın. İçine toz tatlandırıcıyı ekleyin ve üzerine bol tarçın ekleyerek servis edin.

ONU YEME
1 orta boy çikolatalı muffin 250 kalori
BUNU YE
1 dilim yağsız çikolata parçalı muffin 100 kalori. Böylece 150 kalori yani yaklaşık 2 dilim ekmek kar edersiniz.
YAĞSIZ ÇİKOLATA PARÇALI MUFFİN
1 çay bardağı esmer şeker (100 gr)
1 çay bardağı light süt (100 ml)
2 adet yumurta
2 çay bardağı kepekli un (200 gr)
1 yemek kaşığı kakao
2 yemek kaşığı damla çikolata
1 paket kabartma tozu
Yapılışı; şeker ve yumurtayı rengi beyazlaşıncaya kadar iyice çırpın. Damla çikolata dışındaki tüm malzemeleri ekleyip karıştırın. Son olarak damla çikolatayı hamura ekleyip son kez karıştırın. Önceden yağlanmış bir kek kalıbına dökün. 170 derece fırında, yaklaşık 20-25 dakika, üstü kızarıncaya kadar pişirin.

Ramazan’da Diyetinizi Bozmak İstemiyorsanız Tam Tahıllı Ekmek Tüketin…

Ramazan geldi çattı, her günün ziyafet mantığıyla hazırlandığı günler başlıyor. Sofraların bolluğuna dayanmak zaten yeterince zorken bir de diyet yapıyorsanız durum daha da zorlaşabilir.

Sofranın bereketinin giderek arttığı Ramazan ayında diyet yapanların bu sofraların cazibesine nasıl dayanabileceğini Hisar Intercontinental Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Karacanoğlu’ndan öğrendik…

Diyetime Ramazan’da da devam edeceğim diyorsanız…

• Yaklaşık 15 saat aç kalacağınız ve öğün sayınız ikiye düşeceği için mutlaka sahura kalın.

• Bol su içmeye özen gösterin.

• İftarda kalori değeri ve yağ oranı düşük gıdaları tercih edin.

• Sahurda tam tahıllı ekmek, haşlanmış yumurta, süt, peynir, zeytin, ceviz, meyve, açık çay ve bol su tüketin.

• Kepekli ekmekten yapılan bir tost ya da bir kase çorba da tüketebilirsiniz.

• İftarda ise sofraya oturulduğu an bir anda yemek yerine çorba ve tam tahıllı ekmek tüketmeye özen gösterin.

• Çorba ve tam tahılı ekmekten yaklaşık 20 dakika sonra az yağlı et, balık, tavuk, etli sebze yemeğiyle birlikte salata, yoğurt tüketebilirsiniz.

• Yemekten yaklaşık 2 saat sonra da bir ara öğün yaparak posa için meyve tüketin.

• Tatlısız olmuyor diyorsanız şerbetli tatlılar yerine dondurma ve güllaç gibi hafif sütlü tatlılar yiyin.

• Vücut gün boyu susuz kaldığı için en az 2 litre (10 su bardağı) su içmeye özen gösterin.

Kilo Vermeye Hazır mısınız?

Herkesin hayalinde olan sağlıklı, fit bir vücuda sahip olmak sadece diyetle gerçekleşmiyor! Diyete başlamadan önce kişinin bu sürece hazır olduğundan emin olması ve diyet boyunca kendine dürüst davranması büyük önem taşıyor.

Her yaş grubundaki bireyin doğru beslenme konusunda gün geçtikçe bilinçlendiği ve iyi görünmek için daha çok çaba harcadığı günümüzde; araştırma merkezileri, uzman doktorlar ve bilim insanları da kişileri doğru bilgilendirmek adına çalışmalarını genişletiyor. Beslenme ve diyetle ilgili kapsamlı araştırmalar yapan Amerikan Diyetisyenler Derneği’nin yaptığı çalışmalar arasında kişinin diyete başlamadan önce bu sürece ne kadar hazır olduğunu ortaya çıkartan bir test de bulunuyor. YDÜ Hastanesi Baş Diyetisyeni Hatice Baygut tarafından diyete başlayacak kişilere önerilen bu testte sorulara ‘doğru’ veya ‘yanlış’ olarak cevap verilmesi gerekiyor. Yanıtlar da nasıl olmanız gerektiğini değil, şu anda nasıl olduğunuzu yansıtıyor.

Amerikan Diyetisyenler Derneği’nin Testi

1. Yeme alışkanlıklarım ve fiziksel aktivitem hakkında çok düşündüm ve neleri değiştirebileceğimi biliyorum.
2. Yemek ve egzersiz konusunda kısa ve geçici değil akılcı ve kalıcı değişiklikler yapmam gerektiğini biliyorum
3. Çok fazla ve hızlı kilo verirsem kendimi ancak başarılı hissederim.
4. Yavaş kilo verirsem daha iyi olacağını biliyorum.
5. Gerçekten kendim istediğim için şimdi kilo vermeyi düşünüyorum. Başkası istediği için değil.
6. Kilo vermek yaşantımdaki diğer sorunları da çözebilecek.
7. Günlük fiziksel aktivitemi artırmayı çok istiyorum.
8. Hata yapmazsam başarılı bir şekilde kilo veririm, hata yapınca vazgeçiyorum.
9. Kilo vermeye başladıktan sonra kilom sabit kalırsa, hedefime ulaşmada yardımcı olan motivasyonumu kaybediyorum.
10.Şu an yaşamım stresli ama ben yine de kilo verme programına başlamak istiyorum.

Cevaplarınızı Değerlendirin

1: Doğru 6: Yanlış
2: Doğru 7: Doğru
3: Yanlış 8: Yanlış
4: Doğru 9: Yanlış
5: Doğru 10: Yanlış


Her doğru yanıt 1 puandır. Toplam puanınız ne kadar yüksekse ‘kilo vermeye o kadar hazır’sınız demektir ve başarınız da o kadar yüksek olur.

8 veya üstü puan: Şu anda muhtemelen kilo vermek için gerekli adımların farkındasınız ve hazırsınız.
5 - 7 puan: Kilo verme nedenlerinizi ve takip edeceğiniz yöntemleri tekrar gözden geçirmelisiniz.
4 veya altında puan: Şu anda kilo vermek için uygun bir zaman olmayabilir. Başlangıçta başarılı olabilirsiniz. Fakat hedefinize tam anlamıyla ulaşmak için gerekli ilerlemeyi sürdüremeyebilirsiniz. Kilo verme yaklaşımlarınızı tekrar gözden geçirin, bir profesyonelden yardım almayı deneyin.

Diyet yapan kadınlar kabızlık çekiyor!


Modern çağın hastalığı kabızlık, kısıtlı besin grupları ile diyet yapan kadınları vuruyor...

Boehringer Ingelheim tarafından yapılan araştırmalara göre Türkiye’de diyet yapan her üç kadından biri yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen kabızlık sorunu yaşıyor. Kabızlık, diyet döneminde kısıtlanan besin çeşitliliği ve miktarı nedeniyle diyet yapanları da tehdit ediyor. Diyet yapan her üç kadından birinin çektiği kabızlık sorunu için uzmanlar egzersiz ve düzenli beslenmenin yanı sıra lifler içeren besin takviyeleri tavsiye ediyor.

Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Osman Bulutlar  ”Günümüzde özellikle şehirlerde yaşayan bireyler karınlarını liften oldukça fakir, katkı maddesi zengini hazır gıdalar ile doyurmayı tercih ediyor.  Bu tip liften fakir beslenme şekli, yeteri kadar sıvı alınmaması, yetersiz fiziksel aktivite, düzensiz dışkılama alışkanlıkları bireylerde aşırı yağlanmaya ve kabızlık gibi mide barsak sistemi rahatsızlıklarına yol açıyor.

Diyet için başvuran hastaların büyük kısmı aynı zamanda başta kabızlık olmak üzere mide barsak sistemi rahatsızlıklarından şikayet ederler.  Günümüzde sıklıkla uygulanan protein ağırlıklı düşük lif içerikli ketojenik diyetler sırasında kabızlık daha da kolay oluşmaktadır.

Hastanın detaylı bir tıbbi öyküsünün alınması ve kabızlığa neden olabilecek bir hastalığı ya da varsa kabızlığa neden olabilecek sürekli kullandığı bir ilacın varlığının araştırılması ve kabızlık tanısının konulması önemlidir. Daha sonrasında günlük sosyal ve fiziksel aktiviteleri, beslenme alışkanlıkları, lif tüketimlerinin 25 gramın üzerinde olması, sıvı alımı ve tuvalet alışkanlıkları da sorgulanır.

Tedavi için özellikle liften zengin bir beslenme düzenlenir, günlük 35 gram civarında özellikle eriyebilen ya da yarı eriyebilen bir lif tüketimi hedeflenir. Liften fakir gıdaların tüketimi kısıtlanır.  Bunu  sağlayamayan bireylere verilen suda eriyebilen  bir lif takviyesi günlük yeterli sıvı alımı ve düzenli tuvalet egzersizleri ile desteklenir” dedi.

Boehringer Ingelheim’ın çözünebilen doğal lif Glucomannan içeren ürünü Dulcofibre, bağırsaklarda hacim oluşturarak tokluk hissi uyandırır, mide boşalmasını yavaşlatır, karbonhidrat ve yağların emilmesini azaltarak diyetin başarısına yardımcı olur. %100 doğal lif Glucomannan, Japonya ve Çin’de bitkisel tedavilerde kullanılan Amorphophallus konjac bitkisinin kökünden elde ediliyor ve kabızlık sorunu çekenler için Türkiye’de alanında tek ürün olarak doğal bir çözüm sunuyor.

Doyasıya Yiyerek Zayıflayın!

Amerika'dan gelen yeni bir diyet trendi, diyete olan bakış açısını değiştiriyor. 'Volumetrik Diyet'te amaç; yemeyi sevmek, tadını çıkarmak ve doyana kadar yemek!

Diyet yaparken sürekli midenizin zil çalmasından şikayetçiyseniz, imdadınıza Amerika'dan gelen yeni bir diyet trendi yetişiyor: Volumetrik Diyet! "Hacim Diyeti" olarak da adlandırabileceğimiz bu diyet trendi, yeni bir çığır açıyor. Çünkü temeli, "doyana kadar ye" prensibine dayanıyor.

Nesnelerin hacmini ölçmeye yarayan bir birim olan "volumetri"den adını alan diyet yöntemi, besinleri kalori değerlerine göre değil, hacim değerlerine göre sınıflandırıyor. Bir örnek vermek gerekirse: 15 tane üzüm, tartıda 100 gram geliyor ve kalorisi de 70 civarında. 15 tane kurutulmuş üzüm ise en fazla 20 gram ve onun da kalorisi 70 civarında. Peki, 100 gram üzümle mi doyarsınız, yoksa 20 gram kuru üzümle mi? Her ikisinin de kalorisi aynı ise, daha hacimli olan taze üzüme uzanmaz mı şimdi eliniz? Bu soruya "evet" deme ihtimaliniz çok yüksek. Zaten araştırmalar da bunu gösteriyor.

Pennsylvania'da yapılan bir araştırmaya göre insanlar, "doyana" kadar yemek yiyor. Bu durumda "ne" yediğinin pek bir önemi kalmıyor. Düşük kalorili de olsa, yüksek kalorili de olsa, temel amaç "doydum" hissini yaşamak! Bu araştırmadan yola çıkarak "Volumetrik Diyeti" geliştiren Beslenme Uzmanı Barbara Rolls, normalden daha az yiyerek zayıflamanın çok zor olduğunun altını çiziyor: "Besinleri kısarak yapılan diyet, ilk başta kilo verdirir ama uzun vadede başarılı olamaz. Çünkü 'açlık' hissinin bastırılması gerekiyor!"

Bir Günlük Örnek Mönü

Sabah: Aç karnına bir bardak su için. Ardından büyük bir kase içine; yulaf ezmesi, taze meyve parçaları koyun. Bu karışıma yağsız süt, yoğurt ya da meyve suyuyla hacim kazandırın.

Ara: Bir patates salatasının içine bolca salatalık doğrayın. Bu, salatanızın hem hacmini artıracak hem de daha doyurucu olacak.

Öğlen: Sade suya tirit tarzı çorbanızın hacmini artırmak için kepekli makarna ve sebzelerden faydalanın. Makarna yerine bulgur, yarma, pirinç gibi bakliyatlar da kullanabilirsiniz. Kurubaklagiller de çorbaya ayrı bir lezzet ve hacim katar. İsterseniz içine arada bir tavuk, balık ya da et parçaları atın. Eğer zengin bir çorba içme şansınız yoksa; balık ya da tavuk filetonun yanında bol salata ve sebze yiyebilirsiniz. Ardından küçük bir sütlü tatlı ya da meyve alabilirsiniz. Bol bol su içmeyi unutmayın!

(Elele)

Artık herşeyi yemek serbest!

Artık herşeyi yemek serbest, üstelik her zamankinden daha sağlıklı ve kilo almadan... İşte lezzeti sağlıkla buluşturan beslenme sistemi...  

İçten dışa, dıştan içe sağlık ve güzellik alanında tamamen doğal ve sağlıklı yollara ilişkin danışmanlık yapan B’MEAL,  Amerika’nın
ünlü Raw and Living Foods (RALF) otoritelerinden olan Alissa Cohen’in sertifika programlarıyla sundukları RALF’i sizlerle buluşturuyor.

Dünyanın, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin, 50 yıldan uzun süredir tanıdığı RALF, birçok önemli sağlık kuruluşu tarafından, özellikle ciddi hastalıklar için önleyici veya tedaviye destek amaçlı olarak tavsiye edilen, hızlı sonuç veren, oldukça etkili bir beslenme sistemidir.

RALF (Raw and Living Foods – İşlenmemiş, toksik olmayan CANLI Gıdalar) kişiyi her anlamda gereksiz olan yüklerinden, yorgunluklarından kurtararak, bedenen, zihnen ve ruhen hızla yenilenmesini sağlayarak hayata hayat katıyor ve hepsinden önemlisi bu hayat dolu hali sürekli kılıyor.

RALF maksimum düzeyde sağlık, gençlik ve güzellik için; mümkün olduğunca organik bitkisel ürünün, gıdaların besin değerlerini neredeyse tamamen yok edici herhangi bir işleme maruz kalmadan, en besleyici haliyle yani canlı olarak tüketimini öneren bir beslenme biçimidir.
RALF ile hayatınızda oluşacak değişiklerin en az yarısını bir haftada gözlemlemek, tümünü ise yaklaşık bir ay  içerisinde almak mümkün, ayrıca vücudu tam anlamda sağlıklı beslemeye odaklı olduğu için de en az lezzetli olduğu kadar da güvenli!

RALF’in Farkı; Hem Canlı Hem de Canlandırıcı Olması

Öncelikle canlı gıdalarla beslenmenin hayatımızda sağlık mucizeleri yaratabileceğini unutmamamız gerekiyor. Gıdalar sahip oldukları besin değerlerini bazı işlemler sonucu kaybederler ve bu bize sunabilecekleri hayat enerjilerinin söz konusu işlem sırasında yok olduğu veya eksildiği anlamına gelir.

Örneğin 45 derece santigratın üzerinde işlem görmüş gıdalar proteinlerinin yaklaşık %50’sini, vitaminlerinin yaklaşık yüzde 85’ini ve enzimlerinin %100’ünü kaybederler. Oysa vücudumuzun tüm bu besinlere ihtiyacı var ve her ne kadar vücut ihtiyacı olan birçok maddeyi kendi üretebilecek kadar güçlü bir yapı olsa da, zaman zaman, değişen şartlara bağlı olarak veya ilerleyen yaşla birlikte bazı üretimleri azalabiliyor ya da rezervleri yetersiz kalabiliyor.

“Gıdalarınızı “en doğal-canlı” halde tüketmenin onlardan maksimum faydayı sağlamak için en iyi yol olduğunu unutmayın, çünkü sadece canlı gıdalar canlı-hayat dolu bedenler üretir”.

RALF’in Hayatımıza Kattıkları

1. Uyku kalitenizi hızla yükseltir ve her sabah dinlenmiş, canlı ve istekli bir şekilde uyanmanızı sağlar.

2. Zihniniz, her zaman ve her şartta daha önce hiç olmadığı kadar açık olur, konsantrasyon gücünüz ve zihinsel performansınız artar.

3. Bağışıklık sisteminiz çok güçlendiği için grip, soğuk algınlığı, faranjit gibi mevsimsel salgın hastalıklara karşı çok dirençli olur, hastalansanız bile, neredeyse hiç sıkıntı çekmeden, çok hızlı ve kolay iyileşirsiniz.

4. Bedeniniz tam gerektiği gibi beslendiği için çok güçlenir ve çok enerjik olur, bu da artık kolay yorulmaması demektir. Daha da önemlisi yetişkinlerde sadece birkaç ay içinde en az on yıl önceki kadar enerjik hissedilmesi bile mümkündür.

5. Sürekli olarak daha iyi hissetme, daha canlı, daha huzurlu ve daha toleranslı, özetle daha mutlu bir yapıya kavuşmanın sonucu olarak hayattan aldığınız keyif önemli derecede artar.

6. Cildiniz de iç sağlığınızın yansıması olarak çok kısa sürede hiç olmadığı kadar canlanır ve ışıldar, hatta yara izleriniz bile zaman içinde kaybolabilir.

7. Tam ihtiyacı olan besinleri alan bedeninizde hiçbir şekilde aşırı kilo oluşmaz, hatta eğer varsa vücudun ihtiyacı olmayan fazla kilolarınızı da çok kısa sürede verebilirsiniz, üstelik canınız her istediğinde yemek yerken hiç suçluluk duymadan.

8. Üstelik anemi, alerji, astım, diabet, candida ve hatta kanser gibi çok ağır hastalıkların iyileşmesine bile çok önemli derecede olumlu katkılar sağladığı defalarca kanıtlanmış, vücudu ve bağışıklık sistemini çok güçlendirici, bir sistemdir.

9. RALF sisteminde önemli rol sahibi yüzde 70’i klorofil olan buğday çimi suyu güçlü bir doğal antiseptik olarak vücudunuzu her gün istemeden aldığı birçok zararlıya karşı en doğal şekilde korur, hücrelerinize giden oksijen miktarının artmasını destekler ve enerjinizi sürekli tazeler.  Üstelik buğday çimini evde yetiştirmek son derece kolaydır!
Blogger tarafından desteklenmektedir.